çevresiyle ilgilenmek, başkalarile dostluk kurmak, kabuğundan çıkmak.
kabuğuna çekilmek, içine kapanmak, çevresiyle ilgiyi kesmek.
parasını ortaya koymak
Verb
parasını istemeye istemeye vermek
Verb
akikli salyangoz kabuğu (bunlardan bazıları karada raslanan en iri kabuklardır).
uçaksavar mermisi
Noun, Military
sankabuklu
(Arcidae): kabuğu sandala benzeyen çift kabuklu yumuşakça.
Noun
nakitten başka sabit mal varlığı bulunmayan şirket
nakitten başka sabit malvarlığı bulunmayan şirket
elektron kabuğu
Noun, Biology
zehirli gaz bombası/mermisi.
yarım kabuk: midye, istiridye vb. gibi iki kabuklu deniz hayvanlarının kabuklarının her biri.
Noun
şişe-kabuklu: lamba şişesine benzeyen kabuklu hayvan.
Noun
deniz salyangozu
(Naticidae).
Noun
havan mermisi
Noun, Military
havan mermisi
Noun, Military
deniz çakısı, ustura midyesi
(Ensis directus).
boş mermi kovanı
Noun, Military
boş fişek kovanı
Noun, Military
ışık mermisi: geceleri hedefleri aydınlatmakta kullanılan top mermisi.
Noun
sandalımsı yumuşakça
(Scaphopoda).
Noun
nimfa kelebeği
(Nymphalis californica).
Noun
tabela bankası
Noun, Banking
tabela banka
Noun, Criminal Law
kabuklu fasulye/bakla/bezelye.
mermi kovanı
Noun, Military
fişek kovanı
Noun, Military
tabela şirket
Noun, Criminal Law
kabuk inşaat, ince eğri yüzeyler şeklinde betonarme inşaatı.
kabuk temel
Noun, Construction
sıcak ülkelerde smokin yerine giyilen dar ve kısa ceket.
Noun
(para) vermek/sökülmek, ödemek.
muhabbet kuşu
(Melopsittacus undulatus): sarı-siyah benekli yeşilimsi tüylüleri ve birçok değişik
renklileri vardır; evlerde beslenir.
Noun
savaştan ileri gelen ruhsal çöküntü
gelişmeden kalmış olmak
Verb
boş mermi kovanı
Noun, Military
boş fişek kovanı
Noun, Military