follow-up

English-Turkish Translation

  1. Noun takip süreci
  2. izleme, kovuşturma, takip.
  3. üsteleme, tayit, tekit.
  4. (bir şeyi) izleyen, takip eden, (bir şeyin) arkasından giden/gönderilen/yapılan.
    a follow-up circular.
    He needed a follow-up treatment from a specialist doctor.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

loans under administrative follow-up
idari takipteki krediler Noun
loans under legal follow-up
kanuni takipteki krediler Noun
follow-up arrangements
işlerin takibatı
follow-up calendar
takip edilecek işler
follow-up file
iş takip dosyası Noun
follow-up instruction
iş takibi talimatı
follow-up letter
(reklam) izleme mektubu
follow-up letter
izleme mektubu
follow-up work
iş takibi
follow up
(a) peşini bırakmamak, inatla/ısrarla izlemek/takip etmek, vazgeçmemek.
follow up a clue: bir
ipucunu izlemek. (b) üstelemek, teyit/tekit etmek.
He followed up his first request by asking again a week later. (c) (sonuca/başarıya ulaş(tır)ın-caya kadar) izlemek/takip etmek.
follow up a victory: bir zaferi sonuna kadar getirmek.
English-Turkish phrases from Zargan's own database