comparison

  1. Noun mukayese
  2. Noun, Logic kıyas
  3. Noun karşılaş(tır)ma, kıyaslama, mukayese etme.
    no comparison: kıyaslanamaz, mukayese edilemez, çok
    farklı.
    There is no comparison between frozen and fresh food.
  4. Noun kıyas, mukayese.
  5. Noun benzerlik, benzeme.
    There is no comparison between them: Birbirlerine hiç benzemezler/aralarında dağlar kadar fark var.
  6. Noun mukayese edilebilme, kabili kıyas olma.
  7. Noun, Grammar karşılaştırma: bir sıfat veya belirtecin çeşitli derecelerini (eşitlik, artıklık, üstünlük) belirten
    çekim şekli.
    ör.: cold, colder, coldest, less cold, least cold.
bilanço karşılaştırması
bir işletmenin farklı tarihlerdeki bilançolarının karşılaştırılması
karşılaştırma temeli
mukayese edilebilmek, hemen hemen aynı değerde/ayarda olmak, boy ölçüşebilmek.
His novels bear comparison
with the most famous western writers.
karşılaştırılamaz
marka karşılaştırma
nispeten, oldukça.
He was, in comparison, a good and reasonable person.
maliyet karşılaştırma
karşılaştırma derecesi
karşılaştırma yapmak Verb
karşılaştırmak Verb
kâr karşılaştırılması
nitelik karşılaştırılması
nispeten, oldukça.
He was, in comparison, a good and reasonable person.
hukuki karşılaştırma
arkada kalmak Verb
mukayese kabul etmez
ikili kıyaslama (istatistikte , müşterek bir nokta ya da benzer noktaları olan birçok şeyin kıyaslamasının yapılması
karşılaştırılacak özellikler Noun
fiyat karşılaştırma
mukayese edilebilmek, hemen hemen aynı değerde/ayarda olmak, boy ölçüşebilmek.
His novels bear comparison
with the most famous western writers.
karşılaştırılabilmek
kıyas kabul etmez, mukayese edilemez, arada dağlar kadar fark var.
karşılaştırılabilir
uygunsuz karşılaştırma
kıyas değeri
ücret karşılaştırması
mukayese kabul etmez
karşılaştırma düzeyi
masrafların karşılaştırması
masrafların karşılaştırılması
belgelerin karşılaştırılması
belgelerin karşılaştırması
el yazılarının karşılaştırılması
el yazılarının karşılaştırılması
el yazılarının karşılaştırması
verim karşılaştırması
bir perakendeci tarafından rakip perakendeci mağazalardaki çalışmaları incelemek üzere işe alınmış araştırmacı
kıyaslama alıcısı
rekabetin değerlendirilmesi amacıyla rakip dükkânlardan alışveriş yapma
(US) (komisyoncu) kontrol belgesi
karşılaştırma cetveli
karşılaştırılabilmek Verb
mukayese kabul etmemek Verb
nispeten
…'e oranla/nispetle/kıyasla, … ile karşılaştırılırsa/kıyas edilirse.
iş karşılaştırma cetveli