take into

English-Turkish Translation

  1. Verb (üye) kabul etmek
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

take into one's head
(a) aklına/kafasına koymak, tasarlamak, niyetlenmek, (b) aklına esmek, düşüncesiz iş yapmak, (c) kavramak, DEVAMINI OKU
anlamak, kafasına sokmak. GİZLE
take into one's head
(yapacağım diye) tutturmak, kafasına/aklına koymak, meram etmek, azmetmek.
take into account
gözönünde tutmak, hesaba katmak, nazarı itibara almak.
You must take account of difficult circumstances.
take into account
hesaba katmak.
take into confidence
güvenmek Verb
take into confidence
sırrını açmak Verb
take into consideration
gözönünde bulundurmak/tutmak, nazarı itibara almak, hesaba katmak, üzerinde düşünmek.
Your teacher DEVAMINI OKU
willl take your recent illness into consideration when judging your examination. GİZLE
take into custody
tevkif etmek Verb
take into custody
gözaltına almak Verb, Law
take into custody
tutmak Verb
take into custody
hapsetmek Verb
take into custody
tutuklamak Verb
take into partnership
ortaklığa almak Verb
take into remand
hapsetmek Verb
take into safekeeping
hapsetmek Verb
take into safekeeping
tutmak Verb
take into safekeeping
tevkif etmek Verb
take into service
istihdam etmek Verb
take into tow
yedeğe almak Verb
not to take into consideration
göz ardı etmek Verb
take (an airplane) up into air
havalandırmak Verb
take a clerk into the firm
firmaya memur almak Verb
take a factor into consideration
bir faktörü dikkate almak Verb
take a factor into considering
bir unsuru dikkate almak Verb
take a factor into considering
bir faktörü dikkate almak Verb
take a header into the water
balıklama atlamak Verb
take a partner into business
işe bir ortak almak Verb
take a suspect into custody
nezarete almak Verb
take demonstrators into custody
göstericileri gözaltına almak Verb
take it into one's head
aklına koymak Verb
take it into one's mind (to do something)
(bir şey yapmak) aklına esmek.
take one's life into one's hands
hayatını tehlikeye atmak Verb
take someone into custody
tevkif etmek Verb
take someone into dangerous waters
birini tehlikeli sulara çekmek Verb
take someone into one's confidence
birine sırlarını açmak Verb
take someone into one's confidence
birine açılmak Verb
take someone into one's service
birini çalıştırmak üzere yanına almak Verb
take someone into partnership
birini ortaklığa kabul etmek Verb
take something into account
birşeyi dikkate almak Verb
take something into account
birşeyi hesaba katmak Verb
take something into account
birşeyi düşünmek Verb
take something into account
birşeyi göz önüne almak Verb
take something into account
birşeyi gözönünde bulundurmak Verb
take something into account
hesaba katmak Verb
take something into account
birşeyi nazar-ı itibara almak Verb
take something into account
birşeyi gözönünde tutmak Verb
take something into consideration
hesaplamak Verb
take the law into one's hands
hakkını kendi eliyle almak, bizzat ihkakı hak etmek, öç almak.
take the law into one's own hands
kanunu kendi eline almak Verb
take the law into one's own hands
adaleti kendi eline almak Verb
take the law into one's own hands
asilik etmek Verb
English-Turkish phrases from Zargan's own database
 
 
Bize Ulaşın
Geri-bildirimde bulunun