çok yüksek şeyleri hedeflemek
Verb
yüksek bir ülküye/ gayeye bağlanmak, yüksek bir ideal peşinde koşmak.
gözü yükseklerde olmak, yüksek emeller/hayaller peşinde koşmak.
sepet balığı
(Gorgonocephalidae): uzun, çok dallı kolları olan bir tür deniz yıldızı.
savaşa katılanların taktığı bronz yıldız.
Noun
beş bronz yıldıza eşdeğer olan gümüş yıldız.
Noun
anası Kadir gecesi doğurmuş olmak
Verb
Kadir gecesi doğmuş olmak
Verb
çift yıldız
Noun, Astronomy
(a) parlak renkli top top çiçekler açan herhangi bitki: zambakgillerden
Aletris farinosa veya
mürekkep kalımlı bitkilerden
Liatris squarrosa gibi, (b) yıldız çiçeği
(Mentzelia laevicaulis): B ABD'de yetişen ve 6-10 cm çapında sarı çiçekler açan kalımlı bitki.
companion ile ayni anlama gelir. çift-yıldızlardan daha sönük olanı. primary (12 b).
görünmez yıldız: ışıksız veya çok sönük olup ancak izgesel çözümleme ile, çekim etkisi ile veya güneş
tutulması esnasında meydana çıkarılabilen yıldız.
Noun
Akyıldız, Sirüs: Büyük/Küçük Köpek burcunun en parlak yıldızı.
Noun
ikiz yıldız: teleskopsuz bakılınca tek bir yıldız gibi gözüken iki yıldız.
optical double star ile ayni anlama gelir.binary star
Noun
cüce yıldız: hacim ve kütlesi nisbeten küçük fakat ortalama parlaklıkta yıldız (güneş gibi).
dwarf ile ayni anlama gelir.
Noun
akşam yıldızı
Noun, Astronomy
dev yıldız, çapı güneşinkinin 10 ilâ 100 katı olan yıldız.
altın yıldız, şehitlik simgesi: bir aile/kurum fertlerinden birinin harpte öldüğünü göstermek üzere bayrağa
konulan altın renkli yıldız.
Noun
edebiyatta ün kazanmış gözde kişi
(a) sabah yıldızı, Venüs, (b)
bot. sabah çiçeği
(Mentzelia Lindleyi): Kaliforniyada yetişen
parlak sarı çiçekli bitki.
bileşik yıldız: ortak bir çekim merkezi etrafında birleşmiş birkaç yıldız.
Noun
nötron yıldızı
Noun, Astronomy
(başına vurulunca) gözünün önünde yıldızlar uçuşmak/şimşekler çakmak.
çuhaçiçeği
(Dodecotheon meadia): K. Amerikada yetişen ve parlak çiçekler açan bir ot.
(a) göktaşı, meteor, (b)
American cowslip ile ayni anlama gelir. Amerika çuhaçiçeği
(Dodecatheon meadia). Parlak beyaz, kırmızı, pembe çiçekler açan kalımlı bir bitki.
devyıldız: çapı güneşinkinin en az 100 katı olan çok parlak yıldız:
Betelgeuse, Antares gibi.
Noun
şanssızlık getiren yıldız
çok iyi satış yapan satış mümessili
yıldız anason
Noun, Food-Kitchen
yıldız anason
Noun, Food-Kitchen
yıldız elma
(Chrysophilum Cainito): Antillerde yetişen ve meyvesinin kesiti yıldız biçiminde olan bir ağaç.
eskiden İngilterede yetkisi sınırsız engizisyon mahkemesi: 1641'de lağvolunmuştur.
keyfî ve zalimane hareket eden herhangi bir mahkeme.
tutuk yargı (hükümdarın adliye işlerine müdahalesi
yıldız tozu, gözle farkedilemeyen ve ancak toz bulutu gibi görünen çok uzak yıldızlar kümesi.
Noun
karasevda, malihülya, saflık, tutkunluk.
There was star dust in her eyes.
Noun
yıldız otu
(Hypoxis hirsuta): zambak familyasından yıldız biçiminde çicek açan bir ot.
Noun
yıldız ağ
Information Technology
Süleyman'ın mührü, Musevilerin altı köşeli yıldızı.
Magen David, Mogen David, Shield of David ile ayni anlama gelir.
Noun
birinci sınıf oyuncuların oynadığı temsil
başta giden hisse senetleri
Noun
müteahhitlerce taşınan posta yolu.
Noun
ışık mermisi: geceleri hedefleri aydınlatmakta kullanılan top mermisi.
Noun
Yıldız Savaşları Bölüm I: Gizli Tehlike
Proper Name, Cinema
Yıldız Savaşları Bölüm IV: Yeni Bir Umut
Proper Name, Cinema
Star Wars: Klon Savaşları
Proper Name, Cinema
yıldız/halka ağ
Information Technology
Çin yıldız anasonu
Noun, Food-Kitchen
birinci sınıf olarak sınıflandırılmak
Verb