rage

Noun (şiddetli) öfke, kızgınlık, tehevvür, hiddet, gazap, köpürme.
be in a rage: çok öfkeli olmak.

fly/fall into a rage: küplere binmek, kızıp köpürmek.
Noun (yangın, dalga, fırtına, hastalık vb.) şiddet, azgınlık, önüne geçilemezlik.
Noun (duygu/arzu/iştah vb.) azgınlığı/taşkınlığı.
Noun istek, özen, arzu, şevk, gayret.
Noun heves, iptilâ, tutku.
Noun delilik.
Intransitive Verb çok öfkelenmek/kızmak, köpürmek, hiddetlenmek, gazaba gelmek, küplere binmek, tepesi atmak.
rage at/against
something: bir şeye çok kızmak/köpürmek.
Intransitive Verb hezeyan etmek, çılgınca bağırıp çağırmak, şiddetle/hışımla hareket etmek/esmek/akmak vb.
Intransitive Verb kudurmak, köpürmek, azmak, şiddetlenmek.
The battle raged: Muharebe şiddetlendi.
Intransitive Verb kasıp kavurmak, kırıp geçirmek, yakıp yıkmak, felaket halini almak.
The disease raged through the
city for months: Hastalık aylarca şehri kırıp geçirdi.

English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

give utterance to one's rage

öfkesinin dizginlerini bırakmak Verb

all the rage

çok rağbette, moda, çok tutulan/beğenilen.
be all the rage: pek rağbette olmak, pek tutulmak/rağbet

görmek, alıp yürümek.
have a rage for sth: bir şeye tutulmak/delisi/müptelâsı olmak.

be beside oneself with rage

köpürmek Verb

be the object of sb's rage

hışmına uğramak Verb

bellow with rage

kükremek Verb

Day of Rage

Hiddet Günü Proper Name, Politics-Intl. Relations

explode with rage

öfkeden patlamak Verb

fly into a rage

birden öfkelenmek Verb

get in a fearful rage

zıvanadan çıkmak Verb

get into a towering rage

küplere binmek Verb

harbo u rage

melce

harbo u rage

barınacak yer

in a rage

babalı

inarticulate with rage

öfkeden dili tutulmuş

put someone in fearful rage

zıvanadan çıkarmak Verb

road rage

sürücü saldırganlığı Noun, Psychology

to go into a rage

ifrit kesilmek Verb

rage out

dinmek, sükûnet bulmak, sakinleşmek.

English-Turkish phrases from Zargan's own database

English-Turkish