order

English-Turkish Translation

  1. Noun emir
  2. Noun nizam (outdated)
  3. Noun düzen
  4. Noun emir, buyruk, buyuru, buyrultu.
    order of the day: günlük emir, gündem.
    at one's order:
    emre hazır.
    by order: emre göre, emir gereğince.
    sealed orders
    ask. vakti gelince açılıp okunacak mühürlü emirname.
    standing orders: yürürlükteki/geçerli emirler.
    take an order: emir almak.
    till further orders: başka emir gelinceye kadar.
    give someone his marching order
    k.d. birisini kovmak.
  5. Noun sıra, dizi.
    in alphabetical order: alfabe harfleri sırasına göre.
    in order of size: büyüklüğe
    göre.
    put in order: dizmek, sıralamak, sıraya koymak.
    order of business: gündem.
  6. Noun düzen, nizam, intizam.
    order of battle: muharebe düzeni/kuruluşu.
    close/extended order

    ask. yanaşık/dağınık düzen.
    put one's affairs in order: işlerini düzenlemek, düzene/sıraya koymak.
    working order: çalışma düzeni.
  7. Noun hal, durum.
    in good working order: iyi işler durumda.
    a wrist watch in working order: çalışır durumda bir kol saati.
  8. Noun güvenlik, asayiş.
    to keep/maintain order: asayişi korumak, güvenliği sağlamak.
  9. Noun cins, çeşit.
    a flower of a completely different order.
  10. Noun (toplumsal) sınıf, tabaka.
    the lower orders: alt/aşağı tabaka.
  11. Noun yol, yöntem. usul, kural.
  12. Noun (Parlamentoda) düzen, usullere riayet.
    call someone to order: (meclis reisi) birisini usule riayete davet etmek.
  13. Noun politik düzen, yönetim sistemi.
  14. Noun sipariş, ısmarlama.
    rush order: acele sipariş.
    to order: ısmarlama, siparişe göre.
    made
    to order: ısmarlama (yapılmış) elbise.
  15. Noun, Grammar tümcede sözcüklerin diziliş sırası.
  16. Noun, Biology takım, silsile.
  17. Noun meslekî birlik/cemiyet.
  18. Noun tarikat, mezhep fırkası.
    monastic order: manastır tarikatı.
  19. Noun (kilise) dinî makam/rütbe.
  20. Noun meleklere verilmiş 9 rütbeden herbiri.
  21. Noun (Orta Çağlarda) dinî ve askerî yönetim.
  22. Noun (a) şeref rütbesi, rütbe, paye.
    order of knighthood: şövalyelik rütbesi.
    order of the Garter:
    Garter payesi: İngilterede Kral Edward III'ün 1348'de ihdas ettiği en yüksek şovalyelik payesi. (b) fahrî olarak çalışan kurum/topluluk.
  23. Noun ödeme emri, mal teslimi emri, havale.
    money order: para havalesi.
  24. Noun, Architecture (a) sütun şekli, (b) klâsik sütun şekillerinden herbiri: Dorik, İyon, Korent, Tuskan ve bileşik, (c)
    kemeri oluşturan eş-merkezli halkalardan herbiri.
  25. Noun, Mathematics (a) (cebirde) derece, (b) basamak: bir belirtecin (determinan) veya karesel dikecin (matris) basamağı,
    (c) (türevlerde) basamak, mertebe, derece: bir işlevin kaçıncı kez türevinin alındığını bildiren doğal sayı, (d) (türetik denklemde) basamak, mertebe: en yüksek basamaklı türevin basamağı, (e) kümenin) eleman sayısı.
  26. Verb emretmek, emir vermek, buyurmak.
    order about/around: (sağa/sola) emir yağdırmak.
    order off:
    ayrılmasını emretmek.
    order a player off the field: (hakem) oyuncuyu sahadan çıkarmak.
    order up: askere almak, askerlik hizmetine çağırmak.
  27. Verb ısmarlamak, sipariş etmek.
    to order a book/one's meal
  28. Verb düzenlemek, tertip/tanzim etmek, sıraya koymak.
  29. Verb papazlığa atamak.
  30. Verb, Mathematics sıralamak.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

arrange things in one's own order
eşyayı kendi düzenine göre sıralamak Verb
do-not-resuscitate order
resüsitasyon uygulamama talimatı Noun, Medicine
do-not-resuscitate order
canlandırma işlemi yapmama talimatı Noun, Medicine
do-not-resuscitate order
resüsite etmeyiniz talimatı Noun, Medicine
do-not-resuscitate order
kalp ve solunum durması halinde hastaya müdahalede bulunmama talimatı Noun, Medicine
give one's best attention to an order
bir siparişi karşılamak için titiz davranmak Verb
give one's best attention to an order
siparişi karşılamak için titiz davranmak Verb
leave one's affairs in perfect order
işlerini tam bir düzen içinde bırakmak Verb
open an account to one's order
kendi adına hesap açmak Verb
order one's car round
arabasını getirtmek Verb
Public order and safety activities (NACE code: O84.2.4)
Kamu düzeni ve güvenliği ile ilgili faaliyetler (NACE kodu: 84.24) Noun, Trades-Professions
put high in one's order of priority
öncelik sırasında yüksek mertebeye koymak Verb
put one's affairs in order
işlerine çekidüzen vermek Verb
put one's affairs in order
işlerini hale yola koymak Verb
put one's financial house in order
mali işlerini düzene sokmak Verb
put one's own house in order first
ilkin kendi işlerine bir çekidüzen vermek Verb
put/set one's house in order
işini düzene sokmak/yoluna koymak/düzeltmek.
Retail sale via mail order houses or via Internet (NACE code: G47.9.1)
Posta yoluyla veya internet üzerinden yapılan perakende ticaret (NACE kodu: 47.91) Noun, Trades-Professions
set one's affairs in order
işlerini düzene koymak Verb
set one's house in order
toparlanmak Verb
set one's house in order
evine çekidüzen vermek Verb
set one's house in order
reformlar yapmak Verb
adjudication order
işleri kayyuma devreden mahkeme kararı
alternative order
bir borsa simsarına seçenek tanıyan talimat
ascending order
artan sıra Information Technology
attachment order
haciz emri
bank order
banka ödeme emri
bastardy order
(US) nafaka hükmü
bastardy order
(US) mahkemece verilen bakımını üstlenme kararı
blanket order
açık sipariş
blanket order
beklenen müşteri talebini karşılamak için mevsim öncesi verilen sipariş
book order
kitap siparişi
bullock order
davayı kaybedenin kazanana masrafları ödemesi için çıkarılan mahkeme kararı
buy order
alım emri Noun, Banking
buying order
mubayaa emri
cable order
telgraf siparişi
cable order
telegraf siparişi
capitalistic order
kapitalist işletme düzeni
capitalistic order
kapitalistik düzen
change order
değişiklik talimatı
circular order
genelge
committal order
tutuklama emri
confiscation order
zapt emri
conscription order
askere çağırma emri
continental order
avrupa kıtasından gelen sipariş
custom order
ısmarlama sipariş
day order
günlük sipariş
day order
sadece bir gün geçerli borsa emri
definite order
kesin sipariş
delivery order
teslim belgesi
demolition order
tahrip emri
disbursing order
ödememe emri
dissolution order
likidasyon emri
dividend order
temettü ödeme emri
domestic order
yerli sipariş
enforcement order
icra emri
establish order
düzen kurmak Verb
eviction order
tahliye emri
exchange order
taşımacı ya da seyahat acentesinin verdiği makbuz
exchange order
konaklama ya da yolculukla ilgili hizmetlerin önceden ödendiğini gösteren
exchange order
taşıma
executionary order
icra emri
executive order
kanun hükmünde kararname
fall order
küstah talep
flight order
uçuş emri
flying order
uçuş emri
foreclosure order
(US) icra emri
forward order
vadeli sipariş
garnishee order
haciz kararı
good-till-cancelled order
iptal edilinceye kadar geçerli emir
government order
hükümet kararı
high order
yüksek değer
home order
memleket içi siparişi
immediate order
hemen emri (derhal yerine getirilmesi yoksa iptal edilmesi için verilen borsa emri
imperative order
kesin emir
incoming order
gelen sipariş
individual order
şahsi sipariş
individual order
tek sipariş
induction order
(US) silahaltı emri
induction order
(US) silah altı emri
industrial order
sanayi düzeni
insertion order
ordino, reklam ordinosu: Bir reklamın yayınlanması için verilen ve karşılıklı bağlayıcılığı olan yazılı talimat. Noun, Advertising
interim order
ara karar
interim order
ara kararı
large order
büyük sipariş
mail order
(US) posta havalesi
maintain order
bir siparişi sürdürmek Verb
maintenance order
bakım hükmü
maintenance order
bakımı üstlenme emri
make-and-take order
ısmarlama malların gönderilmesi emri
matrimonial order
(Br) evlilik düzeni
matrimonial order
(Br) karı-kocalık yaşamının düzeni
ministerial order
bakanlık kararı
ministerial order
bakanlık emri
mobilization order
seferberlik emri
monetary order
para havalesi
month order
bir ay için önceden geçerli borsa emri
numerical order
sayı sırası
open order
dağınık düzen Military
operation order
harekât emri
operational order
harekât emri
option order
opsiyon emri
own order
kendi siparişi
pecking order
resmi olmayan hiyerarşi
peremptory order
kesin emir
permanent order
devamlı görev
pickup order
teslim alma emri
positive order
kesin talimat
possession order
(Br) icra ile satış emri
postal order
posta havalesi
public order
kamu düzeni Noun, Law
purchase order
alım emri
purchasing order
satın alma emri
quantity order
büyük miktar sipariş
realizing order
tasfiye emri
receiving order
bir şirketi bir kayyumun ellerine teslim eden mahkeme emri
receiving order
haciz emri
receiving order
(Br) iflas muamelelerini açma kararı
regimental order
alay emri
renewal order
yenileme emri
replenishment order
ikmal emri
resting order
'iptal edilene kadar geçerli'emrinin başka bir adı
restraining order
mahkemenin tüm taraflar dinleninceye kadar bir hareketten menetme kararı
sales order
satış emri
second order
ikinci sipariş
special order
özel emir
special order
özel sipariş
specific order
belirli bir sipariş
specific order
özel sipariş
standstill order
moratoryum kararı
statutory order
kanun kuvvetinde emir emr
statutory order
kanuni gücü olan emir
stiffening order
gemiyi dengeli duruma getirmek amacıyla ambarın alt bölümüne ağır yük konması için gümrük idaresince verilen izin
stock-exchange order
borsa emri
stocking-up order
stok yapma emri
strike order
greve gitme emri
subscription order
abone siparişi
supervision order
gözetim emri
supplementary order
tamamlayıcı sipariş
tall order
yapılması istenilen güç bir iş
tall order
güç girişim
telegraphic order
telgrafla sipariş
telephone order
telefon siparişi
time order
belirli bir süreye kadar sabit fiyatla sipariş
top order
bir alıcı tarafından bir yıl içinde bir mal ya da hizmet kaynağına verilen en büyük sipariş
tour order
gezi programının yer düzenlemeleri (otel , kent gezisi , eğlence programları , vb) kapsayan
tracing order
araştırma emri
transfer order
gümrük deposu sorumlusuna verilen ve depoda banka adına tutulan malların belirtilen kimseye devrini isteyen imzalı emir
unconditional order
şartsız emir emr
unconditional order
şartsız emir
unconditional order
kayıtsız şartsız emir
urgent order
acil sipariş
urgent order
acele sipariş
verbal order
sözlü sipariş
war order
silah siparişi
work order
çalışma direktifi
work order
iş emri Noun, Management
working order
faaliyet
written order
yazılı emir
order bill
emre yazılı senet
order bill
sipariş pusulası
order cheque
emre yazılı çek
order clause
kayıt
order cost
sipariş maliyeti
order letter
sipariş mektubu
order paper
gündem
order paper
ciro edilerek devredilebilen senet
order picking
siparişin hazırlanması
order room
sipariş odası (borsa simsarlığı şirketinde alım ve satım emirlerinin borsaya iletildiği ve uygulama raporlarının alındığı bölüm
order sheet
sipariş formu
English-Turkish phrases from Zargan's own database