Available on App Store
Get it on Google Play
TR
X
ç
ğ
ı
ö
ş
ü
pause
Cozy
English-Turkish
Terms/Phrases
English-Turkish Translation
Noun
(konuşmaya/okumaya/çalışmaya vb.) ara verme, duraklama.
Noun
(kısa) ara(lık), fasıla.
Noun
(şiirde) durak, vezin icabı durulan yer.
Noun
durma işareti, nokta.
Noun
durma/duraklama/ara verme sebebi.
A thought that should give one pause
: Üzerinde durulması gereken bir düşünce.
Noun, Music
(a) bir notanın üzerine/altına konulan uzatma işareti, (b) (bir nota süresini) uzatma.
Intransitive Verb
(kısa süre) durmak, duraklamak, ara/fasıla vermek.
Why did you pause? Go on.
Intransitive Verb
pause on/upon
: (bir söz/fikir üzerinde) durmak.
to pause upon a word.
Intransitive Verb
ikirciklenmek, duraksamak, tereddüt etmek.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition
English Turkish Phrases
give someone pause
(birisini) ikirciklendirmek, tereddüde düşürmek, duraklatmak, düşündürmek.
price pause
fiyat duraklaması
rest pause
dinlenme arası
pause at every shop
her vitrin önünde durmak
Verb
pause at the door
içeri girmeden kapı önünde kısa bir süre durmak
Verb
pause dots
kesme noktaları
Noun
pause in the conversation
konuşmaların aniden kısa bir süre için durması
pause to take breath
soluk almak için durma
give pause to
duraksatmak
Verb
give pause to
tereddütüne neden olmak
Verb
give someone pause to think
düşündürmek
Verb
English-Turkish phrases from Zargan's own database
Please enable JavaScript to view the
comments powered by Disqus.