ness

alçaklık, rezillik, âdilik, iğrençlik.
hoyratlık, kabalık, kabasabalık, beceriksizlik, hantallık, hoyratlık, sersemlik, soytarılık.
Noun burun, çıkıntı, denize uzanan kara parçası.
(a) doğruluk, dürüstlük, ahlâka uygunluk, (b) doğru/dürüst hareket/davranış/eylem, (c) adalet, haklılık, DEVAMINI OKU
hakkaniyet, denkserlik, insaf(lılık). GİZLE

English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

~ness

repetitious/ repetitive/ ~ly/ ~nessly/ repetitive/ ~ly/ ~nessness Adjective

ful l ness

dolgunluk

ful l ness

tokluk

ful l ness

olgunluk

ful l ness

şişmanlık

ful l ness

tam oluş

-ness

“-lik/lık/lük/luk” sıfatlardan isim yapan sonek.
ör.: darkness, goodness, kindness, blindness. Suffix

-ness

gevşeklik, sarkıklık; dikkatsizlik, ihmalcilik; ağırdan alma, yavaşlık; kesatlık, durgunluk.

piquant ness

(a) mayhoşluk, (b) ilginçlik, hoşluk, caziplik.

simpleminded ness

cahillik, basitlik, gösterişsizlik, sadelik; saflık, bönlük, aptallık.

ness)

lowering(ly/ness)

out of the ful l ness of his heart

can-ı gönülden

tameable, ~ness, tameability

tamable, tameable, ~ness, tameabilityness

treat a subject with the ful l ness due

bir konuyu en ince ayrıntısına kadar hakkını vererek işlemek Verb

English-Turkish phrases from Zargan's own database

English-Turkish