karaciğer enzimleri
Noun, Medicine
hepatik enzimler
Noun, Medicine
karaciğer kanseri
Noun, Medicine
karaciğer karsinomu
Noun, Medicine
tavuk ciğeri
Noun, Food-Kitchen
karaciğer sirozu
Noun, Diseases
keyif ehli: yeyip içip keyfine bakan/bol bol yeyip içen kimse.
Noun
(a) karaciğeri bozuk olmak, karaciğer hastalığı olmak, (b) karasevdalı/safralı/titiz olmak.
liver ile ayni anlama gelir. karaciğer rengi, grimsi kızıl kahverengi.
karaciğer kanseri
Noun, Medicine
karaciğer karsinomu
Noun, Medicine
karaciğer kanseri
Noun, Medicine
karaciğer karsinomu
Noun, Medicine
karaciğer hücresi
Noun, Medicine
karaciğer özü/hulâsası: kansızlığın tedavisinde kullanılır.
karaciğer kelebeği
(Fasciola hepatica): insan ve hayvanlarda karaciğer ve safra yollarına yerleşerek
kelebek hastalığı yapan parazit. 10
liver fluke disease: kelebek hastalığı.
karaciğer nakli
Noun, Surgery
balık yağı: A ve D vitamini kaynağı olarak kullanılır.