lens

  1. Noun, Photography objektif
  2. Noun mercek, adese, pertavsız.
    achromatic lens: renksiz mercek.
    telescopic lens: yaklaştırıcı
    objektif.
    wide-angle lens: geniş açılı mercek.
  3. Noun mercek dizisi/takımı.
  4. Noun (elektronik/magnetik) mercek.
  5. Noun, Anatomy
    crystalline lens ile ayni anlama gelir. göz merceği.
akromatik mercek Noun, Physics
apokromatik mercek Noun, Physics
ıraksak mercek
göz içi merceği: göz kapağının altına yerleştirilen gözlük.
yakınsak mercek.
yakınsak mercek
taç-mercek: akromatik merceğin dışbükey kısmı. Noun
göz merceği.
göz merceği: dürbün vb.'de göze yakın olan mercek. Noun
el büyüteci, pertavsız. Noun
(mikroskopta) daldırma merceği.
far merceği Noun, Transport
makro objektif Noun, Photography
büyütme mercekleri Noun
aynalı objektif Noun, Photography
resim çeken mercekler Noun
protez lens Noun, Medicine
ilave mercek
teleobjektif
telefoto mercekleri Noun
geniş açılı objektif
geniş açılı objektif
geniş açılı mercek
zoom ile ayni anlama gelir. yaklaştırıcı/resmi büyütücü mercek.
zoom objektif Noun, Photography
parasoley Noun, Photography
ışık siperliği Noun, Photography
renk filtresi
objective ile ayni anlama gelir. (optik) nesne merceği, objektif: mikroskop, teleskop vb. optik
aletlerde cisme bakan mercek (düzeni).
tek mercekli yansıtma Noun
  1. contact lens
  2. lens
contact lens
contact lens
prosthetic lens Noun, Medicine

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Göz merceği