impress

English-Turkish Translation

  1. Noun, Law ayırdedici özellik
  2. etkilemek, tesir etmek.
    He impressed me unfavorably: Beni olumsuz yönde etkiledi.
  3. derin iz(lenim)/intıba bırakmak.
  4. hafızasında yer etmek, zihnine sokmak /yerleştirmek/nakşetmek.
    His words are strongly impressed on
    my memory. I impressed on him the importance of his work.
  5. damgalamak, (damga) basmak.
    impress wax with a seal. impress a seal on wax. A pattern impressed on
    the clay pots before baking.
  6. iyi tesir/intiba bırakmak, hoşuna gitmek.
    The book did not impress me at all.
  7. hayran kalmak/olmak, mütehassis/çok memnun olmak.
    I was very impressed by/at/with his performance.
  8. (önemini) anlatmak, kafasına sokmak.
    My father impressed on me the value of hard work.
  9. Electronics gerilim üretmek, dış etki ile bir devrede voltaj husule getirmek.
  10. zorla askere almak, zorla bahriye tayfası yapmak.
  11. kamulaştırmak, istimlâk etmek.
  12. zorlamak, icbar etmek.
  13. etkileme, tesir etme.
  14. damga, kabartma baskı.
  15. iz, nişan(e).
  16. impressment ile ayni anlama gelir. etkileme, tesir bırakma, iz/intiba bırakma.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

impress one's seal
mührünü basmak Verb
impress something on one's memory
belletmek Verb
leave an impress upon one's age
çağına damgasını vurmak Verb
observe something well so as impress it on one's mind
bellemek Verb
impress (oneself on) sb
biri üzerinde derin etki bırakmak Verb
impress (oneself on) sb
birinin üzerinde derin etki bırakmak Verb
impress a seal upon sth
bir şey üzerine damga basmak Verb
impress sailors
deniz kuvvetlerine zorla denizci kaydetmek Verb
impress something upon sb
bir şeyi birinin iyi anlamasını sağlamak Verb
impress the railwaymen into military service
demiryolları işçilerini zorla askere almak Verb
demonstration of power (in order to impress others
gövde gösterisi
English-Turkish phrases from Zargan's own database