hold down

English-Turkish Translation

  1. (a) baskı/kontrol altında tutmak, baş kaldırtmamak, itaat altında tutmak, boyun eğdirmek, inkıyat ettirmek,
    (b) (işi) iyi yürütmek/yönetmek, üstesinden gelmek.
    He had held down a tough job for a long time. (c) indirmek, azaltmak, düşürmek.
    We must try to hold prices down. (d) sınırlandırmak, tahdit etmek.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

holddown
(bütçe harcamalarında vb.) kısıtlama. Noun
holddown
tutucu: bir cismi belirli bir konumda tutan düzen. Noun
hold down (re:mouse button or key)
basılı tutmak Verb, Information Technology
hold down a claim
(Br) mülkiyet hakkına karşı itiraz etmek Verb
hold down a corner in a page
köşe yazarı olmak Verb
hold down a country
bir ülkeyi baskı altında tutmak Verb
hold down a country
bir memleketi baskı altında tutmak Verb
hold down a job
işinıbırakmamak Verb
hold down a job
işini bırakmamak Verb
hold down a job
bir işte sebat etmemek Verb
hold down expenditure
masrafları kısmak Verb
hold down expenses
masrafları kısmak Verb
hold down expenses
masraf kısmak Verb
hold down fass
fiyatları indirmek Verb
hold down investment in new facilities
yeni tesislere yapılan yatırımları kısmak Verb
hold down on costs
masrafları aşağıda tutmak Verb
hold down pimss
kârı düşük tutmak Verb
hold down profits
kârı düşük tutmak Verb
hold down the exchange rate
döviz kurunu düşük tutmak Verb
hold down the exchange rates
döviz kurunu düşük tutmak Verb
hold someone down
sıkı kontrol altında tutmak Verb
hold someone down
birinin özgürlüğünü kısıtlamak Verb
hold spending down
harcamaları kısmak Verb
hold the pedal down
(US) gaz pedalına basmak Verb
hold the prices down
fiyatları düşük tutmak Verb
English-Turkish phrases from Zargan's own database