contain

  1. Transitive Verb içermek, içine almak, içinde bulun(dur)mak.
    This bottle contains 2 glasses of beer.
  2. Transitive Verb kapsamak, şamil olmak, ihata etmek.
  3. Transitive Verb (içinde) olmak, ihtiva etmek, havi olmak.
    Beer contains alcohol: Birada alkol vardır.
  4. Transitive Verb tutmak, zaptetmek, kontrol altına almak.
    contain oneself: kendini tutmak, kendine hâkim olmak.

    Try to contain your anger/yourself.
    be unable to contain oneself: kendini tutamamak, içi içine sığmamak.
  5. Transitive Verb önlemek, (etkisini vb.) sınırlandırmak, tahdit etmek.
    The demand for free election can be contained no longer.
  6. Transitive Verb, Mathematics (kalansız) bölünebilmek, katı/misli olmak, kabili taksim olmak.
    Fourty-two contains six: 42, 6'nın katıdır.
duygularına hâkim olmak Verb
likidite problemlerini halletmek Verb
likidite problemlerini halletmek Verb
almak Verb
birinin heyecanını tutmak Verb
yeni bir kitabı haksız yere tenkit etmek Verb
kendine hâkim olmak Verb