have to do with

(a) ilgisi/alâkası/dahli olmak, (b) ilgilenmek, … ile uğraşmak, (konu) işlemek/ele almak.
The book DEVAMINI OKU
has to do with new discoveries. (c) … ile ortak/arkadaş olmak, 57
have up
k.d. (a) mahkemeye celbetmek, (b) (yediği şeyi) kusarak çıkarmak. GİZLE

English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

have to do with something

birşeyle ilgisi bulunmak Verb

have to do with something

birşeyle alakalı olmak Verb

have to do with something

birşeyle alakası bulunmak Verb

have to do with something

birşeyle ilgili olmak Verb

have nothing to do with

hiçbir ilişkisi olmamak Verb

have nothing to do with

alakası olmamak Verb

have nothing to do with …

… ile hiçbir ilişkisi/alâkası olmamak.

have nothing to do with sb

biriyle hiçbir ilişkisi olmamak Verb

have something to do with something

birşeyle ilgili olmak Verb

have something to do with something

birşeyle bağlantılı olmak Verb

not to have anything to do with

alışverişi olmamak Verb

English-Turkish phrases from Zargan's own database

English-Turkish