extra

English-Turkish Translation

  1. ek, ilâve, fazla, ayrı, gereksiz, aşırı.
    extra pay: ek ödeme.
    extra money. an extra loaf of
    bread. Do you have an extra pencil?
    to make an extra effort: aşırı gayret göstermek/çaba harcamak.
    to have extra work: fazla işi olmak.
    to go to extra expense: fazla masrafa girişmek.
    Postage and packing extra: Posta ve ambalaj ücreti dahil değil (ayrıca ödenecek).
    take extra care! Çok dikkatli ol!
  2. üstün, âlâ, fevkalâde.
    extra quality.
  3. ek/ilâve ücret/fiyat, ek ücrete tâbi olan şey.
    At this hotel a hot bath is an extra. Her bill for extras was $50.
  4. (gazete) özel/ilâve baskı, 2nci, 3üncü vb. baskı.
    “Late evening extra!” shouted the newspaper seller.
  5. üstün nitelikli şey.
  6. küçük rollerde oynayan kimse.
  7. ilâve işçi.
  8. aşırı, sonderece, pek çok, olağanüstü, fevkalâde.
    to work extra hard. The quality is extra fine.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

extra-atmospheric space
atmosfer dışı uzay Noun, International Law
extrasolar planet
ötegezegen Noun, Astronomy
extrasolar planet
güneş dışı gezegen Noun, Astronomy
extra-territoriality
ülkedışılık Noun, International Law
(cin) extra
figüran
ab extra
dışarıdan, hariçten.
be extra
fazlalık etmek Verb
demand (as) extra
ilaveten talep etmek Verb
drinks extra
içki fiyatları dahil değildir
over and above extra
'den başka
over and above extra
'den fazla
packing extra
ambalaj ücreti hariç
packing extra
ambalaj hariç
packing extra
ambalaj ücreti ayrıca tahsil edilir
pay extra
ilave ücret ödemek Verb
extra-
“-dışında, -ötesinde, -den başka, ziyade”.
ör.: extraterritorial, extraordinary, extrajudicial. Prefix
extra allowance
ilave ödenek
extra allowance
ek ödenek
extra benefit
ek tazminat
extra budgetary
bütçe dışı
extra budgetary institutions
bütçedışı fonlar Noun
extra bus
ilave otobüs
extra charge
munzam ücret
extra charges
ilave harçlar Noun
extra conjugal
evlilik dışı
extra cost
iktisatta üretimi bir birim artırmanın ek maliyeti
extra costs
ilave masraflar Noun
extra costs
olağanüstü harcamalar Noun
extra costs
fevkalade giderler Noun
extra discount
ilave indirim
extra discount
özel indirim
extra dividend
ilave temettü
extra duty
ilave görev
extra duty
munzam vergi
extra duty
munzam vergisi
extra edition
ilave baskı
extra expenditure
ilave gider
extra expense insurance
ilave masraf sigortası Noun
extra expenses
ekstra masraflar Noun
extra expenses
normal dışı masraflar Noun
extra expenses
ilave masraf
extra fare
ek bilet ücreti
extra fee
ek harç
extra flight
ilave uçak seferi
extra fund
fevkalade fon
extra fund
ilave fon
extra gain
ek kazanç
extra gasoline
(US) yedek benzin bidonu
extra gasoline
yedek benzin bidonu
extra hand
yedek işçi
extra hour
ilave saat
extra income
ek gelir
extra insurance
ilave sigorta
extra interest
ek faiz
extra lay- days
kiralayanın tazminat vermeden beklemek zorunda olduğu ilave günler Noun
extra legal
kanun harici
extra luggage
ilave bagaj
extra luggage
fazla bagaj
extra matrimonial
evlilik dışı
extra pay
ilave maaş
extra pay
ek maaş
extra payment
ek ödeme
extra performance
müstesna başarı
extra police
özel polis kuvveti
extra postage
ilave posta ücreti
extra premium
ilave prim
extra premium
rizikoda artış nedeniyle prime eklenen miktar
extra profit
ilave kâr
extra profit
anafor (argo)
extra ration
ek yiyecek
extra section flight
yolcu sayısının aşırı olduğu dönemde tarifeye konan ek uçuş
extra services
ilave hizmetler Noun
extra task
ilave görev
extra teaching load
ek ders Noun, Education-Training
extra ticket
ilave bilet
extra ticket
ek bilet
extra time
uzatmalar Noun, Sports
extra train
ilave tren
extra work
ilave iş
batch of extra benefits
yan ödemeler Noun
be paid extra for overtime
fazla mesai ücreti almak Verb
be paid extra for overtime
fazla mesai çalışması için ek ödeme almak Verb
compensation for extra teaching load
ek ders ücreti Noun, Education-Training
depot extra discount
(kitapçılık) ek depo indirimi
for no extra fare
ilave bilet ücreti alınmadan
go the extra mile
beklenenden fazlasını vermek Verb
go the extra mile
beklenenden fazlasını yapmak Verb
go the extra mile
beklentileri aşmak Verb
have extra patrols on the prowl
ek devriye arabası koymuş olmak Verb
make an extra charge
ilave harç almak Verb
pay an extra charge
ilave ücret ödemek Verb
pay extra duty
ek resim ödemek Verb
pay extra duty
ek vergi ödemek Verb
pay extra postage
ek posta ücreti ödemek Verb
pay on extra charge
ilave ücret ödemek Verb
put an extra coach
ilave otobüs seferi koymak Verb
put on extra trains
ilave tren seferi koymak Verb
put on extra trains
ilâve tren seferi koymak Verb
run extra trains
ilave tren seferi koymak Verb
super , extra ordinarily good .
süper
take an extra workers
ek işçi almak Verb
take extra workers
ek işçi almak Verb
take on extra work
ek iş üstlenmek Verb
take on extra workers
fazla işçi almak Verb
wangle an extra week's holiday
ilaveten bir hafta sonu tatili koparmak Verb
without extra charge
ek ücretsiz
English-Turkish phrases from Zargan's own database