bir borç

Turkish-English Translation

  1. acquittal of obligation
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

bir borç için ek teminat sağlamak
to replenish a loan Verb
bir borç için ek teminat sağlanması
replenishment of a loan
bir borç için kefalet
surety for a debt
bir borç için kefil olmak
to stand as security for a debt Verb
bir borç karşılığı olarak hayvan sürüsüne
impound
bir borç senedini keşide etmek
to sign a bond Verb
bir borç senedini ödemek
to redeem a bond Verb
bir borç senedini ödememek
to default in paying a note Verb
bir borç senedini tamamıyla ödemek
to settle a bill in full Verb
bir borç sonraki nesillere geçtiğinde
burden of debt
bir borç yüklemek
to fasten an obligation Verb
bir borç yüklenmiş olmak
to be saddled with a debt Verb
alacaklının bir borç ödeme planını onaylayan muvafakatnamesi
deed of accession
bir şirketin net varlığının belli bir borç yükümlülüğünü
asset coverage
birden fazla borçları bir borç durumuna sokan tahvil
consolidated bonds
borç komisyoncusu bir borçu konsolide etmek
to loan agent to fund a debt Verb
menfi bir borç ve içtinap yükümlülüğü yüklenen akit
negative covenant
menfi bir borç veya içtinap yükümlülüğü yükleyen akit
negative covenant
şahsi bir borç veya ilişkiden doğan dava hakkı
actio in personam
başka bir simsara borç hisse veren simsar
giver on
belli bir faiz limitine kadar borç alacak kimse
marginal borrower
belli bir işlemle doğrudan ilgili olmayan borç senedi
finance bill
bir arkadaştan borç para almak
to borrow money off a friend Verb
bir ay vadeli borç
one month loan
bir bankanın menfaatine borç devrini tertipleme
bank debenture
bir bankanın menfaatine borç devrini tertiplemek
to bank debenture Verb
bir evi ipotek ederek borç almak
to raise a mortgage on a house Verb
bir kişi ya da örgütten borç para istemek
to tap Verb
bir şirkete borç verenlere verilen belge
debenture bond
bir şirketin emlaki üzerindeki borç kayıtlarının listesi
register of charges
bir teminat karşılığı sabit bir süre için verilen borç para
bank loan
bir ülkenin merkezi hükümeti tarafından borç alınan
permanent debt
faiz karşılığında bir simsara borç hisse vermek
to give on Verb
göreceli olarak kısa bir vade sonunda ödenecek olan borç
short and intermediate term credit
kısa bir süre için borç verilmiş para
at call
kısa bir vade sonunda ödenecek borç
short and immediate term credit
konusu belirli bir şey olan borç
determined obligation
konusu belirli bir şey olan borç
determinate obligation
menfi borç veya bir çekinme yükümlülüğü getiren akit
negative covenant
rapor ayı bir ay vadeli borç
month under examination one month loan
tek bir ipotekle teminat altına alınan borç senetleri
unified mortgage bonds Noun
vadesi bir yılı aşmayan borç
short term debt
Turkish-English phrases from Zargan's own database