Available on App Store
Get it on Google Play
TR
X
ç
ğ
ı
ö
ş
ü
loud
Cozy
English-Turkish
Terms/Phrases
English-Turkish Translation
yüksek (sesle), şiddetli (gürültü).
loud talking
: yüksek sesle konuşma.
loud thunder
: şiddetli
gök gürültüsü.
The bomb exploded with a loud noise.
loud cry
: feryat, çığlık.
gürültülü, patırtılı, kulakları tırmalayıcı (bir şekilde).
loud laugh
: gürültülü kahkaha.
The
music is too loud. A quartet of loud trombones.
çınlayan, çın çın öten.
yaygaralı, velveleli, taciz edici, kaba.
a loud party. a loud demonstration.
aşırı, abartılmış, mübalâğalı, ısrarlı, kuvvetli, fazla.
to be loud in oen's praises
: aşırı/fazla
methetmek, övmede fazla ileri gitmek.
a loud denial
: kuvvetli inkâr.
loud demands
: ısrarlı talepler.
(renk) çiğ, çok parlak, göze batan, gösterişli.
loud clothes. to have a penchant for loud ties.
kaba saba, incelikten yoksun, âdi, bayağı.
keskin/pis kokulu.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition
English Turkish Phrases
be loud in one's administration
hayranlığını saklamamak
Verb
be loud in one's complaints
şikâyetlerini saklamamak
Verb
be loud in one's praise of sb
birini göklere çıkarmak
Verb
drunk as a loud
zilzurna
for crying out loud
Allahaşkına, Allahını seversen (bir ricaya/isteğe/emre kuvvet vermek için kullanılır).
For crying
out loud, shut that door: Allahaşkına kapat şu kapıyı!
in a loud
gürül gürül
out loud
aloud.
Adverb
think out loud
sesli düşünmek
Verb
think out loud
düşündüklerini süzgeçten geçirmeden söylemek
Verb
think out loud
düşündüklerini ortaya söylemek
Verb
loud and continued noise
hayhuy
loud applause
büyük alkış
loud but empty talk
zart zurt
loud criticism
büyük eleştiri
loud criticism
şiddetli eleştiri
loud cry
çığlık
loud dress
cafcaflı giysi
loud lie
düpedüz yalan
loud offence
aleni suç
loud out
yüksek sesle, konuşur gibi.
She repeated her lines out loud to herself.
loud pattern
cafcaflı desen
loud thundering noise
gürleme
laughing out loud (lol)
Internette sohbet programlarında kullanılan gülme efekti
make a loud cracking noise
şaklamak
Verb
make a loud gurgling noise
gürüldemek
Verb
make a loud noise
gürlemek
Verb
set up a shout/ a loud noise
yaygarayı/feryadı basmak.
English-Turkish phrases from Zargan's own database
Please enable JavaScript to view the
comments powered by Disqus.