Adverb gerekirse, icabında, lüzum hasıl olursa, hini hacette. She can always move back with her parents: DEVAMINI OKU
Gerekirse ebeveyni ile dönebilir. There is always my car: Gerekirse benim arabam var. There's always tomorrow: Bugün olmazsa yarın olur (Daha vakit var). GİZLE
Adverb sürekli olarak, biteviye, aralıksız, fasılasız. Nearer, always nearer he came: Biteviye yanıma sokuldu.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition