istemediği bir şeyi/fikri zorla kabul ettirmek, zorlamak.
Father keeps ramming it down my throat that I should become a doctor.
giysilerini bir bavula tıkıştırmak
Verb
başıni duvara çarpmak
Verb
başını duvara çarpmak
Verb
zorla kabul ettirmek
Verb
birinin gırtlağına basmak
Verb
zorla kabul ettirmek, sıkboğaz etmek, ister istemez razı etmek.
şahmerdan, eskiden kale duvarlarını ve kapılarını yıkmak için kullanılan uzun ve kalın kütük.
Noun
su mengenesi: düşen suyun kuvvetinden yararlanarak suyu kaynaktan daha yükseğe çıkaran düzen.
ram ile ayni anlama gelir. akarsu gücü ile işleyen tulumba.
bir denizaltıya bindirerek onu batırmak
Verb
istemediği bir şeyi birine zorla dinletmek
Verb
bir şeyi iyice anlatmak/kafasına sokmak.
The First World War rammed home the same lesson.
= Royal Academy of Music.
rasgele erişimli bellek
Information Technology