dikkat etmek, dikkatli/uyanık bulunmak, gözünü açmak.
Take care that you don't fall on the ice. Take care not to catch cold (that you don't catch cold).
dikkat etmek, ihtiyatlı davranmak.
malî istikrarı tehlikeye düşürmemeye özen göstermek
Fiil
(a) dikkat/ihtimam/ilgi göstermek, mukayyet olmak.
to take care of an invalid. You should take more care of youself.
take good care of something: bir şeye büyük dikkat/ihtimam göstermek. (b) icabına/çaresine bakmak, gerekeni yapmak.
I'll take care of paying the bill.
That matter will take care of itself: O iş kendi kendine düzelir (İşi oluruna/kendi haline bırak).
(a) bakmak, göz kulak olmak, ihtimam göstermek, (b) rüşvet alarak halletmek, (c)
argo öldürmek, haklamak, hakkından gelmek.
binanın bakımını üstlenmek
Fiil
kendi çıkarına bakmak
Fiil
parasını dikkatle sarfetmek
Fiil
parasını dikkatle sarf etmek
Fiil
başınin çaresine bakmak
Fiil
rüşvet alarak halletmek
Fiil
Küçük israflardan kaçınılırsa büyük tutum sağlanır.
aşırı zahmete girmek
Fiil
bir şeyi yaparken özel titizlik göstermemek
Fiil
bir şeye iyi bakım sağlamak
Fiil