bardağını ağzına kadar doldurmak
Fiil
(ticarette, toplumsal hayatta) başarılı olmak, işleri yolunda gitmek.
With profits up 125% their company is sitting pretty.
(a) üstün/avantajlı durumda, (b) rahat, keyfi yerinde, zengin, başarılı, müreffeh, dünya umurunda değil, kekâ.
ayıkla şimdi pirincin taşını
hemen hemen (aynı), aşağı yukarı.
I told him pretty much what you just told me: Senin bana söylediklerini
hemen hemen aynen ona söyledim.
hemen hemen, aşağı yukarı.
She told him pretty nearly all the secrets of her married life.
hemen hemen.
The work is pretty well finished.
pretty well all: hemen hemen hepsi.
çok/külliyetli para, epeyce/bir hayli para.
This car cost them a pretty penny.
pahalı.
cost a pretty penny: pahalı olmak.
birbirine çok benzemek
Fiil
bir şeyden çok bıkmak
Fiil
bir şeyden bıkmış olmak
Fiil
oldukça pahalıya mal olmak
Fiil
(araba) iyi sürat yapmak
Fiil
külliyetli miktarda depo mübayaası yapmak
Fiil
büyük çapta mal stoku yapmak
Fiil
kendisi için faydası olmadan birine boşu boşuna oraya buraya sürükleyip cefa etmek
Fiil
sinekten yağ çıkarmak
Fiil
ince sözler söylemek
Fiil
tarifeye bütünüyle uymak
Fiil
epey pahalıya çıkmak
Fiil