hair's-breadth

  1. kıl payı, pek az (mesafe, zaman), çok yakın, ramak.
    He escaped drowning by a hair's-breadth = hairsbreadth DEVAMINI OKU
    = hairbreadth: Az kaldı boğuluyordu = Boğulmasına ramak kaldı.
    to be within a hair's-breadth = hairsbreadth = hairbreadth of death: ölümüne ramak kalmak.
    The bullet missed him by a hair's-breadth = hairsbreadth = hairbreadth: Az kaldı vuruluyordu.
    He was within a hair's-breadth = hairsbreadth = hairbreadth of bankruptcy. GİZLE
kıl payı, pek az (mesafe, zaman), çok yakın, ramak.
He escaped drowning by a hair's-breadth = hairsbreadth DEVAMINI OKU
= hairbreadth: Az kaldı boğuluyordu = Boğulmasına ramak kaldı.
to be within a hair's-breadth = hairsbreadth = hairbreadth of death: ölümüne ramak kalmak.
The bullet missed him by a hair's-breadth = hairsbreadth = hairbreadth: Az kaldı vuruluyordu.
He was within a hair's-breadth = hairsbreadth = hairbreadth of bankruptcy. GİZLE
 
 
Bize Ulaşın
Geri-bildirimde bulunun