Ingilizce-Türkçe Çeviri

  1. Fiil büyü(t)mek.
  2. Fiil geliş(tir)mek, inkişaf et(tir)mek, serpilmek, boy atmak.
    Our friendship grew from common interests.
  3. Fiil genişle(t)mek, tevsi/tevessü etmek.
    The influence of this group has grown over last two decades.
  4. Fiil yetiş(tir)mek, bitmek, üre(t)mek.
    He grows corn. Weeds grow in gardens.
  5. Fiil (sakal vb.) bırakmak/uzatmak/salıvermek.
    to grow a beard. to grow hair.
  6. Fiil çoğal(t)mak, art(ır)mak.
    Our fears grew.
  7. Fiil ilerlemek.
  8. Fiil çıkmak, hasıl olmak, husule gelmek.
  9. Fiil olmak -laşmak, -lemek/-lamak, gittikçe … olmak.
    to grow old: ihtiyarlamak.
    She grew angry: Gittikçe öfkelendi.
  10. Fiil yetiştirmek, meydana getirmek, hasıl etmek.
Ingilizce-Türkçe çeviriler: Atalay Sözlügü, 1. Basim

Ingilizce-Türkçe Ilgili Terimler

grow out of one's clothes
çocuk büyüdükçe giysileri dar gelmek Fiil
grow too big for one's boots
mağrur olmak, yumurtadan çıkıp kabuğunu beğenmemek.
let the grass grow under one's feet
gecik(tir)mek, vaktinde harekete geçmemek, savsaklamak, ihmal etmek, âtıl davranmak, fırsatı kaçırmak.
not let the grass grow under one's feet
atik davranmak, vakit kaybetmemek, zamanında harekete geçmek, çok faal olmak.
not to let grass grow under one's feet
vakit kaybetmek Fiil
not to let grass grow under one's feet
çok faaliyet göstermek Fiil
(beard) to grow
bırakmak Fiil
(child) to grow
serpilmek Fiil
hear the grass grow
aşırı derecede keskin zekâlı olmak Fiil
grow (up
büyümek Fiil
grow a beard
sakal bırakmak Fiil
grow a moustache
bıyık bırakmak Fiil
grow apart
birbirinden soğumak Fiil
grow apart
araları soğumak Fiil
grow apart
birbirinden uzaklaşmak Fiil
grow apart
iki yabancı gibi olmak Fiil
grow apart
aralarına mesafe girmek Fiil
grow away from
(ebeveyninden, eşinden vb.) uzaklaşmak, ilgiyi kesmek.
I feel I don't know her any more; she's grown
right away from the family.
grow bark
kabuklanmak Fiil
grow considerably
çok artmak Fiil
grow deaf
sağırlaşmak Fiil
grow different
başkalaşmak Fiil
grow due
vadesi gelmek Fiil
grow fat
şişmanlamak Fiil
grow feathers
tüylenmek Fiil
grow flat
(ticaret) durgunlaşmak Fiil
grow from
'den yetiştirmek Fiil
grow from
kaynağı olmak Fiil
grow from
'den gelmek Fiil
grow furious
babası tutmak Fiil
grow gradually large
irileşmek Fiil
grow healthy
gelişmek Fiil
grow impatient
sabırsızlanmak Fiil
grow in
önemli
grow in
daha akıllı
grow in
kazanmak Fiil
grow in
vs biri duruma gelmek Fiil
grow in height
boy atmak Fiil
grow in volume
hacmi genişlemek Fiil
grow in wisdom
akıllanmak Fiil
grow intimate
samimileşmek Fiil
grow into
(a) büyüyüp … olmak, -laşmak.
He's grown into a fine young man.
to grow into a woman: büyüyüp)
kadın olmak. (b) olgunlaşmak, tecrübe kazanmak, (işe vb.) alışmak.
You need time to grow into a job.
grow into a full time employment
tamgün istihdama geçmek Fiil
grow into a full-time employment
tam gün istihdama geçmek Fiil
grow into fashion
moda olmak Fiil
grow large er and large er
gittikçe büyümek Fiil
grow lazy
tembelleşmek Fiil
grow less
eksilmek Fiil
grow obsolete
modası geçmek Fiil
grow obsolete
eskimek Fiil
grow old
kocamak Fiil
grow old
yaşlanmak Fiil
grow old
ihtiyarlamak Fiil
grow old
kartlaşmak Fiil
grow on
ilginç vs olmak Fiil
grow on
giderek daha çekici
grow on sb
biri üzerinde gittikçe artan nüfuz sahibi olmak Fiil
grow on trees
pek bol olmak, ağaçta bitmek.
grow on/upon
(a) (etkisi) gittikçe artmak/büyümek/kökleşmek.
The habit grew on me. An uneasy feeling grew upon him.
(b) gittikçe yer etmek/sarmak/etkilemek, beğenilmek, hoşa gitmek.
This picture grows on/upon one: Bu resim gittikçe insanı sarıyor.
A village by the sea that grows on one.
grow out
büyümek Fiil
grow out of
(a) büyüdükçe terketmek/vazgeçmek.
to grow out of a bad habit. (b) büyüyerek sığmamak.
My daughter
has grown out of all her old clothes.
He grew out of his shoes: (Büyüdüğü için) ayakkabıları küçük geliyor. (c) -den doğmak/neşet etmek/ilerigelmek/hasıl olmak/çıkmak.
Her sympathy grew out of understanding.
grow out of bad habits
kötü alışkanlıkları bırakmak Fiil
grow out of commercial considerations
ticari nedenlerden ileri gelmek Fiil
grow out of estimation
gözden düşmek Fiil
grow out of fashion
modası geçmek Fiil
grow out of fashion
modası geçmiş olmak Fiil
grow out of request
artık revaçta olmamak Fiil
grow over
üstüne yayılmak Fiil
grow over
örtmek Fiil
grow pale
sararmak Fiil
grow poor
sebepsiz kalmak Fiil
grow rapidly
çabuk büyümek Fiil
grow rapidly through diversification
yatırım alanlarını genişleterek büyümek Fiil
grow rebellious
asileşmek Fiil
grow rich
zenginleşmek Fiil
grow rife
miktarı tehlikeli surette artmak Fiil
grow rough and rude
kabalaşmak Fiil
grow senile
beyini sulanmak Fiil
grow smaller
küçükleşmek Fiil
grow steady
(piyasa) istikrarlı olmak Fiil
grow steady
istikrar kazanmak Fiil
grow strong
palazlamak palazlanmak Fiil
grow stronger
kuvvetlenmek Fiil
grow stronger
güçlenmek Fiil
grow thin
vücut dutan düşmek Fiil
grow threadbare
eprimek Fiil
grow tired
sıkılmak Fiil
grow tired
bıkmak Fiil
grow tired
yorulmak Fiil
grow up
(a) tamamıyla büyümek/gelişmek/olgunlaşmak.
grow up! Çocukluğu bırak! Olgunlaş! (b) doğmak, vücude
gelmek, ortaya çıkmak, neşet/zuhur etmek.
grow used to sth
alışmak Fiil
grow violent
alevlenmek Fiil
grow warm
ısınmak Fiil
grow warm over an argument
bir konu üzerinde yapılan tartışmada hiddete kapılmak Fiil
(sound) to grow faint
sönmek Fiil
make someone grow pale
sarartmak Fiil
May your shadow never grow less
! Allah feyzini daim etsin/gölgeni üstünden eksiltmesin.
money doesn't grow on trees
ağaçlarda para yetişmez
money doesn't grow on trees
para kazanmak kolay değildir anlamına deyim
not to grow on every hedge
her zaman rastlanır olmamak Fiil
to grow dim
(a) (ışık) sönükleşmek, (b) (hatıra) gittikçe silinmek/belirsizleşmek, (c) (bellek/hafıza) zayıflamak.
to grow very thin
iğne ipliğe dönmek Fiil
to grow/get large(r)
büyümek, gelişmek, irileşmek.
make larger: büyütmek.
Ingilizce-Türkçe terim çevirileri: Zargan Ltd.