Ingilizce-Türkçe Çeviri

  1. İsim, Zooloji balık
  2. İsim balık.
    bony fishes: kılçıklı/kemikli balıklar.
  3. İsim önek olarak birçok deniz hayvanlarının adında kullanılır:
    starfish, crayfish, jellyfish gibi.
  4. İsim balık eti, balık etinden yapılan yemek.
    We have fish for dinner: Akşam yemeğinde balık var.
  5. İsim kişi, kimse, şahıs, adam, fert (ekseriya sevilmeyen, acayip, garip kimselerden bahsedilirken kullanılır). DEVAMINI OKU

    a queer/cold/odd fish: acayip/soğuk/garip kimse.
    He's a queer fish: Acayip bir adamdır.
    Poor fish! Zavallı adam!
    The poor fish was caught red-handed. GİZLE
  6. İsim (tahta, demir vb.) takviye çubuğu, berkitme parçası.
  7. Fiil balık avlamak/tutmak.
    fish a river: bir nehirde balık avlamak.
    fish for a trout: alabalık DEVAMINI OKU
    avlamak.
    Let's go fishing: Balık avına gidelim. GİZLE
  8. Fiil araştırmak, arayıp taramak.
    She fished in her purse for a coin/for her key.
  9. Fiil (su, çamur vb. içinde) araştırmak, (suyu) taramak.
    fish for pearls.
  10. Fiil, Denizcilik (a) seren berkitmek, (b) takviye/belleme vurmak, uzun tahta/demir çubukla takviye etmek/sağlamlaştırmak. DEVAMINI OKU

    to fish a spar.
    fish the anchor: gemi demirini fışkıya vurmak. GİZLE
Ingilizce-Türkçe çeviriler: Atalay Sözlügü, 1. Basim

Ingilizce-Türkçe Ilgili Terimler

fishbowl
balık fanusu, fanus İsim, Ev Ürünleri
Processing and preserving of fish, crustaceans and molluscs (NACE code: C10.2)
Balık, kabuklu deniz hayvanları ve yumuşakçaların işlenmesi ve saklanması (NACE kodu: 10.2) İsim, Sanayi ve Zanaatler
Processing and preserving of fish, crustaceans and molluscs (NACE code: C10.2.0)
Balık, kabuklu deniz hayvanları ve yumuşakçaların işlenmesi ve saklanması (NACE kodu: 10.20) İsim, Sanayi ve Zanaatler
Retail sale of fish, crustaceans and molluscs in specialised stores (NACE code: G47.2.3)
Belirli bir mala tahsis edilmiş mağazalardaki balık, kabuklu hayvanlar ve yumuşakçaların perakende ticareti (NACE kodu: 47.23) İsim, Sanayi ve Zanaatler
Wholesale of other food, including fish, crustaceans and molluscs (NACE code: G46.3.8)
Balık, kabuklular ve yumuşakçalar da dahil diğer gıda maddelerinin toptan ticareti (NACE kodu: 46.38) İsim, Sanayi ve Zanaatler
a pretty kettle of fish
kargaşa
abound in fish
bol balık olmak Fiil
albacore fish
uzunkanat ton İsim, Zooloji
albacore fish
ak orkinos İsim, Zooloji
albacore fish
ton balığı İsim, Zooloji
basket fish
sepet balığı
(Gorgonocephalidae): uzun, çok dallı kolları olan bir tür deniz yıldızı.
be a different kettle of fish
bambaşka bir şey olmak Fiil
bellows fish
snipefish.
blue damsel fish
papaz balığı İsim, Zooloji
bony fish
kılçıklı balık
(Osteichthyes): iskeleti kılçıklı herhangi balık.
butterfly fish
(a) kelebek balığı
(Chaetodontidae): kelebek kanadı gibi yüzgeçleri olan sıcak deniz balığı, (b) DEVAMINI OKU
flying gurnard, (c)
blenny ile ayni anlama gelir. horozbina
(Blennius ocellaris). GİZLE
cardinal fish
kırmızı balık:
Apogonidae familyasından tropik denizlerde yaşayan balık türleri. Birçok türleri DEVAMINI OKU
yumurtalarını yavru çıkıncaya kadar ağızlarında saklarlar. GİZLE
cardinal fish
kardinal balığı İsim, Zooloji
centre for the marketing and taxation of fish
balıkhane
cigar fish
yuvarlak istavrit
(Decapterus punctatus): Atlantiğin KB kıyılarında yaşayan, gıda için avlanan bir balık. İsim
cold fish
soğuk/çekingen kimse, samimiyet göstermeyip uzak duran kimse,
k.d. soğuk nevale. İsim
cry stinking fish
stink.
cutlass fish
kınbalığı
(Trichiurus): yılanbalığına benzer uzun bir balık.
Atlantic cutlass fish: Atlantik DEVAMINI OKU
kınbalığı
(T. lepturus).
Pacific cutlass fish: Pasifik kınbalığı
(T. nitens). scabbard fishile ayni anlama gelir. GİZLE
İsim
drink like a fish
(alışkanlıktan dolayı) çok/fazla içki içmek.
fighting fish
kavgacı balık
(Betta splendens): erkeği kavgacı olan parlak renkli akvaryum balığı.
flat fish
yassı balık
flying fish
uçan balık
(Exocoetidae): uçar balık: kefal, kırlangıç balığı gibi yüzgeçleri kanat şeklinde genişlemiş DEVAMINI OKU
olan, su yüzüne fırlayıp bir süre uçabilen balıklar. GİZLE
food fish
yenilebilen balık, insanlara gıda olan balık.
four-eyed fish
dörtgözlü balık
(Anableps). İsim
game fish
av balığı:
Salmonidae familyasına mensup herhangi balık (alabalık, som balığı vb.). İsim
game fish
avlanmasına yasal izin verilen balık. İsim
gefillte fish
balık köftesi: yumurta, ekmek kırığı ve baharata bulanarak sebze suyu ile pişirilip soğuk yenilen kılçıksız DEVAMINI OKU
beyaz balık eti (Yahudi yemeği). GİZLE
İsim
gefilte fish
balık köftesi: yumurta, ekmek kırığı ve baharata bulanarak sebze suyu ile pişirilip soğuk yenilen kılçıksız DEVAMINI OKU
beyaz balık eti (Yahudi yemeği). GİZLE
İsim
gefülte fish
balık köftesi: yumurta, ekmek kırığı ve baharata bulanarak sebze suyu ile pişirilip soğuk yenilen kılçıksız DEVAMINI OKU
beyaz balık eti (Yahudi yemeği). GİZLE
İsim
gold fish
kırmızı balık
good haul of fish
iyi bir parti balık alma
Grohmann's scald fish
dil balığı İsim, Zooloji
jelly fish
deniz anası İsim, Zooloji
jewel fish
mücevher balığı
(Hemichromis bimaculatus) : 3-4 cm uzunlukta tropik süs balığı.
juvenile fish
yavru balık
kettle of fish
(halli gereken) iş, sorun, mesele.
A pretty kettle of fish: Kötü bir iş, güç/çapraşık mesele. DEVAMINI OKU

That's another kettle of fish: O da ayrı bir sorun/ O mesele bambaşka. GİZLE
kettle of fish
karmakarışık iş, keşmekeş, acayip/karışık durum.
Here's a pretty/fine kettle of fish: Ayıkla pirincin DEVAMINI OKU
taşını! Tut kelin perçeminden! İşler arap saçına benzedi. GİZLE
İsim
kettle of fish
iş, husus, madde, konu, bahis. İsim
labyrinth fish
cennet balığı
(Macropadus viridiauratus): GD Asya ve Afrika nehirlerinde bulunan ve solungaç üstündeki DEVAMINI OKU
dolambaç kanallardan hava alarak su dışında uzun zaman yaşayabilen balık türü. GİZLE
lancet fish
neşter balığı
(Alepisaurus): dişleri iri ve neşter gibi keskin bir okyanus balığı.
lantern fish
fener balığı
(Myctophidae): derisindeki fosforışıl madde ile ışık veren iri gözlü ufak bir balık.
line-caught fish
olta balığı İsim, Gıda ve Mutfak
mosquito fish
sivrisinek balığı: sivrisinek larvalarını yiyen 2 tür balıktan herbiri
(Gambusia affinis ve Heterandria formosa).
mute as a fish
balık gibi dilsiz.
odd fish
sıradan olmayan bir kişi
pilot fish
kılavuz balığı İsim, Zooloji
pretty kettle of fish
ayıkla şimdi pirincin taşını
queer fish
garip adam
ray-finned fish
ışınyüzgeçliler (Kaynak: Evrim Çalışkanları) İsim, Biyoloji
red drum fish
deniz güzeli
(Sciaenops ocellata). Atlantik kıyılarında avlanan makbul bir balık. İsim
right to fish
balık avlama hakkı
rough fish
eti makbul olmayan/ticarî kıymeti olmayan balık. İsim
sacred fish
Nil turna balığı
Siamese fighting fish
Siyam kavgacı balığı.
small-scaled scorpion fish
iskorpit İsim, Zooloji
smoked fish
isli balık
smoked fish
likorinoz
southern Fish
Güney Balık burcu.
sting fish
varsam İsim, Zooloji
That's another (a different) kettle of fish
O iş bambaşka! O mesele başka! O da başka bir acayip durum!
argo Bu balık başka balık!
tin fish
torpido.
triple nose fish
üç gagalı balık İsim, Zooloji
tropical fish
akvaryum balığı, sıcak denizlerden yakalanıp akvaryumda beslenen renkli balıklar.
trouser fish
trozer balığı İsim, Zooloji
trumpet fish
çulluk balığı
(Centiscus scolopax).
tuna fish
tuna ile ayni anlama gelir. ton balığı eti/konservesi.
walleyed surf fish
isli balık
(Hyperprosopon argenteum). Kaliforniya sularında bulunur. İsim
fish and chips
balık (fileto) ve kızarmış patates. İsim
fish ball
(patatesli) balık köftesi. İsim
fish bone
kılçık
fish bowl
balık çanağı (reklamcılar ya da reklam ajansı personelinin kullanımı için radyo ya da televizyon istasyonu DEVAMINI OKU
stüdyosunda gözlem odacığı GİZLE
fish breeder
balık üreticisi
fish breeding
balık üretme
fish cake
(patatesli) balık köftesi. İsim
fish car
balık vagonu
fish carver
servis bıçağı
fish commissioner
(US) balık üreticilerinden sorumlu devlet görevlisi
fish crow
balıkçı karga
(Corvus ossifragus): ABD'nin Atlantik kıyılarında balıkla beslenen bir tür karga. İsim
fish culture
balık kültürü
fish cutter
balıkçı gemisi
fish duck
merganser İsim
fish eagle
osprey İsim
fish farm
balık çiftliği, balık üretme alanı. İsim
fish finger
balık köftesi. İsim
fish flake
balık kurutma platformu. İsim
fish flour
balık unu. İsim
fish for
(a) yakalamaya/tutmaya/çekmeye çalışmak.
He fished for the key with a bent wire. (b) (dolaylı DEVAMINI OKU
yollardan/gizlice) elde etmeye çalışmak/uğraşmak.
fish for compliments: kendini methettirmeye çalışmak, iltifat edilmesini istemek.
fish for information: gizlice haber almaya çalışmak, ağız aramak. GİZLE
fish for information
ağzından bilgi almaya çalışmak Fiil
fish fry
balık kızartması, kızartılmış balık. İsim
fish fry
kızartılmış balık yenen piknik vb. İsim
fish glue
balık tutkalı. İsim
fish hatchery
balık üretme yeri. İsim
fish hawk
osprey İsim
fish hook
balık iğnesi
fish house
balıkhane, (kıyıda) balıkçı kulübesi. İsim
fish in troubled waters
bulanık suda balık avlamak, karışık durumdan yararlanarak çıkar sağlamak.
fish joint
lama eki, bağlama demiri ile yapılan ek. İsim
fish knife
balık bıçağı. İsim
fish ladder
balık savağı: bir baraj etrafında som balığı vb.'nin akıntıya karşı yukarı çıkabilmeleri için yapılmış basamaklı havuz. İsim
fish market
balık pazarı. İsim
fish meal
balık unu: yiyeceklere katılan veya gübre olarak kullanılan kurutularak öğütülmüş balık. İsim
fish meat
balık eti İsim, Gıda ve Mutfak
fish net
balık ağı
fish oil
balık yağı. İsim
fish or cut bait
zaman kaybetmeden (iyi/kötü) bir şeye karar vermek, tereddüde son vermek, ya son gayretle uğraşmak ya da vaz geçmek.
fish or cut bait
iki şıktan birini seçmek.
fish out
(a) (avlaya avlaya) balık bırakmamak, balık neslini tüketmek.
The river is fished out: Nehirde DEVAMINI OKU
balık kalmadı. (b) seçip almak. GİZLE
fish pass
balık savağı: bir baraj etrafında som balığı vb.'nin akıntıya karşı yukarı çıkabilmeleri için yapılmış basamaklı havuz. İsim
fish pass
fish ladder İsim
fish plate
ek levhası, lama, kenet, bağlama levhası: ucuca getirilen iki çubuğu/rayı vb. birbirine sıkıca tutturmak DEVAMINI OKU
için ek yerinin yanlarına konulup cıvata ile sıkıştırılan levhalardan herbiri. GİZLE
İsim
fish pole
fishing pole İsim
fish pond
balık havuzu
fish pond
deniz
fish pool
balık havuzu
fish protein concentrate
balık özü : balık unundan elde edilip besinlere eklenen proteince zengin madde. İsim
fish roe salad
tarama İsim, Gıda ve Mutfak
fish scaler
balık temizleyici İsim, Gıda ve Mutfak
fish secrets out of sb
birinin ağzından sır almak Fiil
fish slice
spatula İsim, Gıda ve Mutfak
fish stick
balık dilimi: düzgün dikdörtgen dilimler halinde kesilip dondurulmuş balık eti. İsim
fish stick
hazır balık dilimi/porsiyonu: ekmek kırığına bulanıp pişirildikten sonra paketlenip satılan hazır balık yemeği. İsim
fish story
martaval, palavra, çok abartılmış/mübalâğalı hikâye. İsim
fish tape
kablo kılavuzu İsim
fish trap
dalyan
fish up a mine
bir serseri mayını sudan çıkarmak Fiil
fish up/out
(çekip/bulup) çıkarmak.
I fished a coin from my pocket.
fish warden
balık zabıta memuru: balık avı yasalarını yürütmekle görevli memur. İsim
fish worm
balık yemi
fish/angle for compliments
iltifat beklemek, yaltaklanmak, pohpohlanmaktan hoşlanmak.
fishing fish comissioner
balık tutmak balık üreticilerinden sorumlu devlet görevlisi
fishpool fish return
balık yumurtası İsim
(like) a fish out of water
sudan çıkmış balık (gibi). (Çevresine uyamayan, yerini yadırgayan kimse hakkında kullanılır).
He's DEVAMINI OKU
like a fish out of water: Sudan çıkmış balığa benziyor. GİZLE
A fish rots from the head down.
Balık baştan kokar. Cümle
a spread made with fish return
tarama
All is fish that comes to his net
Ne koparırsa onu kâr sayar/Bir çıkarı olan her şey onun makbulüdür. (Gelsin de ne gelirse gelsin).
all's fish that comes to his net
alabileceği her şeyi alma
be like a fish out of water
sudan çıkmış balık gibi olmak Fiil
catch fish in a net
ağ ile balık tutmak Fiil
department of fish and game
Balık ve Av Hayvanları Dairesi
have other fish to fry
yapacak başka önemli işi olmak Fiil
It is neither fish, flesh nor fowl
Hiçbir özelliği yok/Ne olduğu belirsiz.
like a fish out of water
karaya vurmuş balık gibi
neither fish nor fowl
ne balık ne kuş; hiçbir özelliği yok; ne kokar ne bulaşır; ne idüğü belirsiz.
Neither fish, flesh DEVAMINI OKU
nor fowl/good red herring: Hiçbir şeye benzemez/yaramaz. GİZLE
neither fish, flesh nor good red herring
ne idüğü belirsiz şey
not the only fish in the sea
Bulunmaz Bursa kumaşı değil ya; Amasyanın bardağı, biri olmazsa bir daha.
He said he could find other DEVAMINI OKU
girls, she was not the only fish in the sea. GİZLE
Sıfat
other fish to fry
daha önemli bir iş.
I've got other fish to fry: Yapılacak daha önemli işim var.
There's as good fish in the sea as ever came out of it
Amasyanın bardağı, biri olmazsa bir daha. Sıfat
to have other fish to fry
(yapacak) başka işi olmak.
Flying Fish Cove
Uçan Balık Koyu İsim, Yer İsimleri
Ingilizce-Türkçe terim çevirileri: Zargan Ltd.
 
 
Bize Ulaşın
Geri-bildirimde bulunun