peylemek, yer vb. tutmak/ayır(t)mak.
I've engaged a room at the hotel: Otelde bir oda ayırttım.
Fiil
işe/hizmete/memuriyete almak/girmek.
I engaged a new secretary.
Fiil
(ilgisini/dikkatini) çekmek, oyalamak.
The novel engaged his attention and interest. The spots of blood on the floor engaged the attention of the police.
Fiil
cezbetmek, hoşa gitmek.
His good nature engages everyone.
Fiil
vaat et(tir)mek, taahhüt etmek, üzerine almak, bağla(n)mak.
He engaged (himself) to pay back the money.
Fiil
meşgul etmek, (vaktini vb.) almak/işgal etmek.
Work engages much of his time.
Fiil
(dişli çark vb.) birbirine geç(ir)mek, tutturmak, kenetle(n)mek.
This wheel engages with that wheel and turns it. You must engage the clutch.
Fiil, Makine
söz vermek, söz almak.
Fiil
bir hizmetçiyi yeniden işe almak
Fiil
faal olarak girişmek
Fiil
kefil olmak, sorumluluğu yüklenmek.
I will engage for Bill's good behavior should you decide to employ him.
üç yıl için işe almak
Fiil
(a) meşgul olmak, uğraşmak, iştigal etmek, (bir işe) atılmak.
engage in … : … ile meşgul olmak.
Work engages much of his time. He engages in politics.
engage someone in conversation = engage in conversation with someone: birisiyle konuşmaya/sohbete girişmek/dalmak. (b) iştirak ettirmek, katılmasını sağlamak, tutmak.
I engaged him in conversation. (c) çatışmak, çarpışmak, ihtilâfa düşmek, (mücadeleye) girişmek, saldırmak, hücum etmek.
engage in battle: muharebeye girişmek.
Our soldiers engaged the enemy. They engaged the enemy (in battle).
bir iş dalına girmek
Fiil
bir faaliyete girişmek
Fiil
biriyle tartışmaya girişmek
Fiil
birşey yapmakla uğraşmak
Fiil
birşey yapmakla ilgilenmek
Fiil
birşey yapmakla meşgul olmak
Fiil
dış ticaretle uğraşmak
Fiil
müzakerelere girişmek
Fiil
bilimsel kurumlarla uğraşmak
Fiil
birşeyle meşgul olmak
Fiil
haksız rekabete girişmek
Fiil
akşam yemeği için randevu vermek
Fiil
sermaye sağlayacağını taahhüt etmek
Fiil
birinin dikkatini çekmek
Fiil
birinin dikkatinıçekmek
Fiil
tiyatroda yer ayırtmak
Fiil
birini sekreter olarak almak
Fiil
birini konuşmaya sokmak
Fiil
birini konuşmaya tutmak
Fiil
birinin birşeyle uğraşmasını sağlamak
Fiil
birini birşeyle meşgul etmek
Fiil
birinin birşeyle ilgilenmesini sağlamak
Fiil
birinin birşeyle meşgul olmasını sağlamak
Fiil
birini birşeye karıştırmak
Fiil
birini birşeye bulaştırmak
Fiil
birini bir işe angaje etmek
Fiil
birinin dikkatini çekmek
Fiil
birinde ilgi uyandırmak
Fiil
birinin ilgisini çekmek
Fiil
hattı 20 dakika meşgul tutmak
Fiil
hattı yirmi dakika meşgul etmek
Fiil
hattı yirmi dakika meşgul etmek
Fiil
başlamak, girişmek, atılmak.
He has engaged upon a new profession: Yeni bir mesleğe atıldı.
birşeyle birbirine geçmek
Fiil
iş gücüne yeni işçi almak
Fiil
siyaset yapma hakkı
İsim, Hak ve Özgürlükler
birini iki yıl denenme koşuluyla işe alma