Available on App Store
Get it on Google Play
EN
X
ç
ğ
ı
ö
ş
ü
bright
Geniş Tasarım
İngilizce-Türkçe
Terimler/Kalıplar
Ingilizce-Türkçe Çeviri
parlak.
bright fire/star/sun/light.
aydınlık, ışıklı, ışık dolu, ziyadar.
The room was bright with sunshine
: Güneş ışığı odayı aydınlatıyordu.
(day, weather) to become brighter
: (gün, hava) aydınlanmak, açılmak.
parlak renkli, gösterişli.
a bright red dress
: parlak kırmızı renkli bir elbise.
bright passages of prose.
saydam, şeffaf, berrak (hava) açık.
The bright water trickled through his fingers.
bright intervals/periods
:
arasıra açık/güneşli (hava).
görkemli, debdebeli, muhteşem.
the bright pageantry of court.
şanlı, şaşaalı, gösterişli.
the bright days of the renaissance.
uyanık, zeki, parlak zekâlı, cevval.
a bright young man.
He's a bright spark
: Çok zekidir/çok
parlak bir zekâya sahiptir.
akıllı(ca).
to reply bright
: akıllıca cevap vermek.
bright comments enlivened the conversation.
canlı, neşeli, hareketli.
a bright and happy child. a bird's bright song.
mutlu, iyi, memnunluk verici.
bright prospect of the future.
brighter days
: daha mutlu
günler.
to look on the bright side of things
: iyimser olmak.
The outlook is brighter
: İstikbal ümit verici/parlak gözüküyor (İstikbalden ümit var).
cilâlı, parlak, ışıl ışıl.
bright steel.
açık renkli tütün.
kısa resim fırçası.
parlaklık, şatafat, şaşaa.
(bkz:
brightly
).
Ingilizce-Türkçe çeviriler: Atalay Sözlügü, 1. Basim
Ingilizce-Türkçe Ilgili Terimler
Bright side is ...
İşin iyi tarafı ...
Zarf
Bright side is ...
Neyse ki ...
Zarf
The bright side is that ...
İşin iyi tarafı ...
Zarf
The bright side is that ...
Neyse ki ...
Zarf
bright and merry
pür neşe
bright green
açık yeşil sarı
Sıfat
bright green
açık yeşil
Sıfat
bright intervals
açık geçen havalar
İsim
bright outlook for trade
ticaret için parlak gelecek
bright pink
açık pembe
Sıfat
bright pink
gül rengi
Sıfat
bright prospects
parlak gelecek
bright spark
parlak zekâlı
bright spark
hayat dolu kişi
bright spot
başarı noktası
İsim
bright student
parlak öğrenci
bright turquoise
açık turkuaz
Sıfat
bright yellow
sapsarı
Bright's disease
Brayt hastalığı: idrarda albümin bulunması ve kan basıncının yükselmesiyle beliren bir hastalık.
having many bright colours
alacalı bulacalı
hold out bright prospects
parlak beklentileri olmak
Fiil
hold out bright prospects to sb
birine geleceği parlak ve renkli göstermek
Fiil
Look on the bright side.
İyi tarafından bak.
lure someone with bright prospects
birini parlak vaatlerle aldatmak
Fiil
lure someone with bright prospects
parlak vaatlerle birini kandırmak
Fiil
neat/clean/bright as a new pin
tertemiz, gıcır gıcır, yepyeni, pırıl pırıl vb.
The room was as neat as a new pin
: Oda tertemizdi.
She was as neat as a new pin
: Pek şıktı/iki dirhem bir çekirdekti.
Ingilizce-Türkçe terim çevirileri: Zargan Ltd.
Please enable JavaScript to view the
comments powered by Disqus.