1. İsim, Din ve İnanç istavroz
  2. İsim çarmıh.
  3. İsim haç, put, salip.
  4. İsim haç üstünde İsa resmi veya heykeli.
  5. İsim istavroz çıkarma, el ile haç işareti yapma.
    make a sign of the cross: istavroz çıkarmak.
  6. İsim haç şeklinde yapı/anıt.
  7. İsim Hristiyanlık, Hristiyanlar, Hristiyan dünyası.
  8. İsim birbirini dik kesen iki çizgiden oluşan şekil, çapraz:
    + veya
    x gibi.
  9. İsim imza atamayan kimsenin imza yerine çizdiği haç işareti.
    sign with a cross: imza yerine haç çizmek.
  10. İsim dörtyol ağzı.
  11. İsim yol geçidi.
  12. İsim terslik, aksilik.
    fiery cross: halkı isyana teşvik eden işaret.
  13. İsim musibet, felaket.
  14. İsim soy karışımı.
  15. İsim melez, soyu karışık (hayvan, bitki vb.).
    A tiglon is a cross between a tiger and a lion.
  16. İsim karışım, mutavassıt: farklı karakterdeki iki şey/şahıs arasında ortalama karakterli şey/kimse.
    a cross
    between poetry and prose: koşuk-düzyazı karışımı.
    The drink tasted like a cross between coffee and hot chocolate.
  17. İsim (boks) yan vuruş.
    The champion knocked him out with a right cross to the chin.
  18. İsim
    Southern Cross ile ayni anlama gelir. (Güney) Çapraz Burcu.
  19. İsim gam, elem, dert, ıstırap, keder, cefa.
    bear one's cross = take up one's cross: eziyete sabırla
    katlanmak, cefaya göğüs germek, ıstırabı sineye çekmek.
  20. İsim danışıklı dövüş: sonucu önceden kararlaştırılmış oyun/yarışma.
  21. İsim, Elektrik-Elektronik kontak, kısadevre.
  22. İsim, İstatistik çapraz.
    cross-correlations: çapraz ilişkiler, zaman/uzay içerisinde sıralanmış diziler arasındaki
    ilişkiler.
    cross table: çapraz çizelge, olumsallık çizelgesi.
  23. İsim 4 yollu boru.
  24. Fiil haç/ıstavroz çıkarmak, haç işareti yapmak.
    cross my heart: Vallahi! Yemin ederim ki!
    cross
    oneself: ıstavroz çıkarmak.
  25. Fiil haç ile işaretlemek, haç işareti /çapraz işaret koymak.
  26. Fiil
    cross off/out: (yazıyı) iptal etmek, üstüne çizgi çizmek, karalamak, bozmak, silmek.
  27. Fiil çapraz yapmak, çaprazlamak.
    cross one's fingers: iyi şans dilemek.
    cross one's legs: ayak ayak üstüne atmak.
  28. Fiil çapraz çizgi çekmek.
  29. Fiil yelken taşıyıcı sırığı gemi direğine tespit etmek.
  30. Fiil birbirini kesmek/katetmek, kavuş(tur)mak.
    cross one's arms: kollarını kavuşturmak.
  31. Fiil karşıdan karşıya geçmek/uzanmak.
  32. Fiil bir şeye dik yönde taşımak/nakletmek.
  33. Fiil karşılaşmak, karşılaşıp yoluna devam etmek.
  34. Fiil ihanet etmek, gizlice karşı tarafla anlaşıp arkadaşını aldatmak, iki tarafı da idare etmek, ikiyüzlülük
    yapmak.
    crossed in love: aşkta ihanete uğramış.
  35. Fiil açıkça karşı gelmek, muhalefet etmek.
  36. Fiil, Biyoloji melezleş(tir)mek, ırkları karış(tır)mak.
  37. Fiil düşmanca karşısına dikilmek.
    cross sword with … : … ile çekişmek/kavga etmek.
  38. Fiil, Tiyatro sahnede boydan boya yürümek.
  39. Sıfat çapraz.
    cross timbers.
  40. Sıfat karşılıklı, mütekabil.
  41. Sıfat zıt, aksi, mukabil, karşı.
    crossaction
    huk. mukabil dava.
    be at cross purposes:
    Birinin amacını (kasten olmayarak) yanlış anlayıp karşı durmak/zıt hareket etmek.
  42. Sıfat aykırı, elverişsiz, gayrımüsait, muhalif.
  43. Sıfat öfkeli, kızgın, mütehevvir.
    The old lady was really crosswhen the boy's ball broke her window.
  44. Sıfat ters, huysuz, titiz.
    as cross as two sticks/as a bear: çok huysuz.
  45. Sıfat dargın, küskün, gücenmiş.
    be cross: darılmak, küsmek, gücenmek.
  46. Sıfat melez.
  47. Edat (bkz: across )
  48. Zarf çaprazvari, çaprazlamasına, birbirini kesecek şekilde.
  49. Zarf tersine, aksine.
  50. Zarf karşıdan karşıya, köşeden köşeye, köşelemesine.
kendi kaderini çizmek Fiil
iyi şans dilemek Fiil
nazar değmesin demek Fiil
ayak ayak üstüne atmak Fiil
bacak bacak üstüne atmak Fiil
aklına gelmek Fiil
aklından geçmek Fiil
esmek Fiil
yüzünden geçmek Fiil
aklından geçmek, hatırına gelmek.
bahşiş/rüşvet vermek, falcıya para vermek.
(a) birisine rüşvet vermek, (b) para ile fala baktırmak.
birisiyle tesadüfen yolda karşılaşmak.
eğilme kirişi betonu İsim, İnşaat
sınır ötesi Sıfat, Siyaset-Ulusl. İlişkiler
sınır aşırı Sıfat, Siyaset-Ulusl. İlişkiler
sınır aşan Sıfat, Siyaset-Ulusl. İlişkiler
titiz/dikkatli olmak, ayrıntılara çok dikkat etmek, bütün ayrıntılarıyla bildirmek/anlatmak, kılı kırk yarmak.
(yazı yazmasını bilmeyen kimsenin) haç işaretini koyarak imzalamak Fiil
acı ve eziyete sabırla katlanmak Fiil
darılmak Fiil
Kelt haçı: dairesel zemin üzerine yapılmış haç.
nihale
(motosiklet) motokros yarışı
haç
mütekabil dava
dava-yı mütekabile İsim, Hukuk
bir davada her iki taraf mahkeme kararını temyiz etmek Fiil
bir davada her iki tarafın kararı temyiz etmeleri İsim
mukabil temyiz talebi
çapraz
travers
kiriş
travers
çapraz kerteriz
(Br) Lordlar Kamarası'nda bağımsız ya da tarafsız milletvekillerinin oturduğu sıralar İsim
bağımsız
(Br) herhangi bir partiye bağlı olmayan
karşı dava
(Br) davalının davacıya karşı dava ile ilgili şikâyetini bildiren dilekçe
senet mukabili verilen poliçe veya emre yazılı senet
ceza hukukunda bir davada davacı durumunda bulunan bir kimsenin bir başka davada davalı olduğu ithamname
(duvarcılıkta) çapraz tuğla örgü. İsim
melez
melez ırk yetiştirme
karşı talep bite bulunmak Fiil
karşı şikâyet
ters bağlantı
halazade, dayızade. İsim
karşı talep
karşı cinsin giysilerini giyme
alacak kayıtları (bir hesabın alacak tarafına yapılan kayıt
muhasebe kaydının ters kayıt ile iptali
kaydın ters kayıt ile iptali
tasdiki karar müzekkeresinde davalının gösterdiği hatalar İsim
bir tarafın çağırdığı tanığın diğer tarafça sorguya çekilmesi
dava esnasında bir avukatın öbür tarafın tanığına soru sorması
sıkıştırma
sıkıştırmak Fiil
bir tarafın ikame ettiği tanığın diğer tarafça sorguya çekilmesi
aleyhteki tanığa soru sorma
sorguya çekmek Fiil
şaşı
işaret karışması (bir devredeki telgraf sinyallerinin diğer telgraf veya telefon sinyalleri ile karışması
çapraz ateş
(borsada) karşılıklı hatır bonoları keşide etme
çiçekli haç: kollarının ucunda zambak resmi olan haç. İsim
çatallı haç. İsim
karşılıklı teminat
çapraz
çapraz kıl: dürbün, teleskop gibi optik aletlerde merkezi gösteren birbirine dik iki ince kıl. İsim
paralel çapraz çizgiler İsim
kitapta bulunması gereken notların listesi
sanayi alanları arasında sermaye hareketi
ayak ayak üstüne atmış
bağdaş kurmuş
bacak bacak üstüne atmak Fiil
(gemi) (bir çarpışmada her iki geminin hasara uğraması durumunda) karşılıklı maliyet
(gemi) karşılıklı sorumluluk
karşı lisans vermek Fiil
karşı lisans alan
karşı lisans verme
karşı dilekçe
karşı iddia
çapraz çarpım. İsim
çapraz çarpmak: bir kesrin payını öbürünün paydası ile çarparak iki çarpım elde etmek. Geçişsiz Fiil
çaprazlamak Fiil
üstüne çizgi çizmek Fiil
haç çıkarmak Fiil
(borsada) takas emri
silmek
bozmak Fiil
çizmek Fiil
karalamak Fiil
karşıya geçmek, asmak, (casus) taraf değiştirmek.
(US) bir şirketin bir ya da daha çok gazete ve radyo ya da televizyon istasyonuna sahip olması
sermayelerin kartelleşmesi
ters ve huysuz kimse
yolu kesişmek Fiil
yolları kesişmek Fiil
karşı dilekçe
karşı iddia
iki sendikanın çaprazlama grev gözcülüğü
birbirini çaprazlama kesen herhangi bir şey
anlaştık sanıp gerçekte anlaşamama
yanlış anlama
karşı tarafın tanığına soru sorma
sorguya çekme
çapraz kur
kitapta bakılması gereken yeri gösteren not
çapraz başvuru Bilgi Teknolojileri
karşılıklı ilişki
iki ya da daha çok sayıdaki hissedara kalan iki ya da daha çok hissenin her biri
(biri hisseleri almazsa ötekine ya da başkalarına geçer
kavşak
borsa komisyoncusunun aynı miktardaki menkul kıymetin alım-satım işlemler İsim
menkul kıymet komisyoncusunun bir işlemin tamamlanması sırasında alıcı ve satıcı tarafların temsilcisi
olarak hareket etmesi (borsa komisyoncusunun ay
kesit, makta. İsim
kesit alınan parça. İsim
kesit resmi. İsim
kesit alma, makta çıkarma. İsim
çeşni, özet, örnek: bir bütünün bütün özelliklerini taşıyan küçük numune.
a cross section of American opinion. İsim
sürvey çizgisine dik yönde alınan düşey toprak kesiti. İsim
station (13). İsim

nuclear cross section ile ayni anlama gelir. etkin kesit: bir öğeciğin gelen bir temel parçacık
demetine gösterdiği etkin yüzey; bu yüzey, parçacıklarla öğecik arasındaki etkileşim olasılığının ölçüsüdür.
İsim
eni yükseklikten büyük olan boy
çapraz anahtar
çatal anahtar
çapraz dikiş
karşılaştırma
ikili tablolama
sınıflama
afişlerin yapıştırıldığı yer
demiryolunun öteki yanında
yolculara dönük
(US) (borsada) takas muamelesi
karşı trafik
yatay bisiklet Spor
karşı yükümlülük
işini bozmak, atlatmak, hıyanet etmek.
cross someone's plans: birinin işini/planlarını bozmak/altüst etmek.
yaya geçidi
çapraz kıl: dürbün, teleskop gibi optik aletlerde merkezi gösteren birbirine dik iki ince kıl. İsim
çapraz
birbirini keserek
çapraz bulmaca
eliyle haç işareti yapmak Fiil
eliyle haç çıkarmak Fiil