= Oklahoma (kısaltma, posta kodu).
tamam, doğru, iyi, geçerli, makbul, şayanı kabul, uygun, münasip, yolunda, peki, pek âlâ.
O.K., I'll get it for you: Peki, onu sana alırım.
Everything is O.K.: Her şey yolunda.
The new schedule is O.K.: Yeni program uygundur.
That car goes O.K. now: O araba şimdi iyi işliyor.
onaylamak, tasdik etmek, “peki” demek, uygun/münasip/doğru bulmak.
izin, müsaade, onay, rıza, muvafakat, kabul, tasdik.
Tek başıma da idare ederim.
tamam, doğru, iyi, geçerli, makbul, şayanı kabul, uygun, münasip, yolunda, peki, pek âlâ.
O.K., I'll get it for you: Peki, onu sana alırım.
Everything is O.K.: Her şey yolunda.
The new schedule is O.K.: Yeni program uygundur.
That car goes O.K. now: O araba şimdi iyi işliyor.
onaylamak, tasdik etmek, “peki” demek, uygun/münasip/doğru bulmak.
izin, müsaade, onay, rıza, muvafakat, kabul, tasdik.
peki! olur! oldu! hayhay! kabul! tamam!
Ünlem