casualty ile ayni anlama gelir. ilk yardım koğuşu.
They rushed him to casualty (ward) but he was dead on arrival.
vesayet dairesi olan sulh ve asliye hukuk mahkemesi
vesayet dairesi olan sulh veya adliye hukuk mahkemesi
vesayet altındaki bir çocuğun parasını yemek
Verb
vasisi olduğu çocuğun parasını kendi hesabına geçirmek
Verb
vasi ile vesayet altındaki çocuk
bir çocuğa vasi tayin etmek
Verb
“… doğru/yönünde” anlamları katar.
ör.: toward, seaward, afterward, backward.
Prefix
sürekli nöbet/nezaret, gece gündüz nöbet bekleme.
Noun
heeler ile ayni anlama gelir. semtin oylarını kazanmaya çalışan kimse.
semtin oylarını kazanmaya çalışan kimse.
mahkeme vesayetindeki yetim çocuk.
hastane koğuşu masrafları
Noun