to date

English-Turkish Translation

  1. Adverb günümüze kadar
  2. bugüne kadar, hâlâ, şimdilik, şimdiki halde.
    He left 3 weeks ago and we haven't had one single letter from him to date.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

bring a list up to date
bir listeyi güncelleştirmek Verb
bring an office up to date
büroyu modernleştirmek Verb
bring an office up to date
büro yu modernleştirmek Verb
bring something up to date
güncelleştirmek Verb
bring up to date
güncelleştirmek Verb
bring up to date
güncel yapmak Verb
bring up to date
modernleştirmek Verb
down to date
modern
get up to date
ajur duruma gelmek Verb
get up to date
zamanı gelmiş ya da geçmiş bir şeyi yapmak Verb
get up to date
son durumu öğrenmek Verb
have endured zero profit to date
şu ana kadar hiç kâr getirmemiş olmak Verb
have heard nothing down to date
bugüne kadar hiçbir şey duymamış olmak Verb
have produced zero pims to date
şu ana kadar hiç kâr getirmemiş olmak Verb
have produced zero profit to date
bugüne kadar hiç kâr yapmamış olmak Verb
highly up to date
son moda
interest to date
bugüne kadar tahakkuk eden faiz
keep the books up to date
hesapları deftere günü güne kaydetmek Verb
keep the books up to date
muhasebe defterlerini ajur (güncel) tutmak Verb
keep the books up to date
hesapları deftere günü gününe kaydetmek Verb
keep up someone to date
birine bir şey hakkında muntazaman haber vermek Verb
keep up to date
güncel olmak Verb
keep up to date
güncelliğini korumak Verb
salary progression to date
maaşın bugüne kadar izlediği gelişim
salary to date
şimdiki maaş
up to date
güncel, günümüze/modaya uygun, çağdaş, modern.
date methods.
to be up to date: güncelleşmek,
zamana uygun/modern/yeni fikirli olmak, işini gününe yetiştirmek.
We want our methods to be up to date.
to date we have accomplished nothing
bugüne kadar bir şey beceremedik
(cheque) to date shead
daha sonraki bir tarihi koymak Verb
up to date house
modern ev
date back to
'ye uzanmak Verb
date back to
ta
date back to …
ta … tarihinde (yapılmış/kurulmuş vb.) olmak, yaşı ta … tarihine inmek/gitmek.
This mosque dates back
to 1574: Bu cami ta 1574'te yapılmıştır.
defer something to a later date
bir şeyi ileri bir tarihe atmak Verb
to run only from this date
ancak (sadece) bu tarihten itibaren işlemeye başlamak üzere
English-Turkish phrases from Zargan's own database