rich

  1. yağlı çarık (argo)
  2. Adjective zengin, servet sahibi.
    a rich man. a rich nation.
    grow rich: zengin olmak.
  3. Adjective bitek, verimli, mümbit.
    a rich territory/soil.
  4. Adjective
    rich in/with: bol, mebzul, zengin.
    a country rich in beauty. rich in minerals. a design rich with colors.
  5. Adjective değerli, kıymetli, bereketli.
    a rich prize. a rich harvest.
  6. Adjective (yemek) çok tatlı, yağlı, baharatlı, ağır.
    rich foods/pastries.
  7. Adjective (elbise, mücevherat vb.) pahalı, gösterişli, zarif, mükellef.
    rich dress/gifts.
  8. Adjective (bina, mobilya, kumaş) süslü, iyi malzeme ile ve itina ile yapılmış.
    rich fabrics.
  9. Adjective (şarap) rayihalı ve keskin.
    rich wine.
  10. Adjective (renk) koyu, parlak, canlı.
    rich purple.
  11. Adjective (ses vb.) gür, dolgun, berrak.
    rich voice. rich hair.
  12. Adjective (koku) keskin.
    a rich odor.
  13. Adjective (a) hoş, nükteli, eğlendirici.
    a rich joke. (b) gülünç, saçma.
    That's rich: Bu (söz) saçma(dır)!
zengin geçinmek Verb
zengin olmak Verb
kalori bakımından zengin
likiditesi olan
zenginlemek Verb
zenginleşmek Verb
mallanmak Verb
zenginleşmek Verb
yeni zengin
yeni zengin
zengin geçinmek Verb
(US) zenginden zorla vergi almak Verb
çok zengin
(a) zengin maden cevheri bulmak, (b) birdenbire zengin olmak.
bayındır
Br Yahudi gibi (Karun gibi , Br) zengin
yağlı müşteri
yağlı kapı
pahalı armağan
bol hasat
bereketli hasat
zengin
bol ödül
rime riche Noun
bol çeşit
verimli toprak
maden
zengin metin biçimi Information Technology
başkalarını sömürerek/başkalarının sırtından zengin olmak.
dolambaçlı yollardan zengin olmak Verb
birinin sırtından zengin olmak Verb
birşey sayesinde zengin olmak Verb
zengin ile fakir arasındaki uçurum
zengin bilinmek Verb
zenginler
çabuk zengin olmak istemek Verb
bol bilgi vermek Verb