pale

  1. Adjective, Textile Industry mat
  2. Adjective soluk, solgun, (rengi) uçuk, renksiz.
    His face is still pale after his illness.
    a pale complexion: DEVAMINI OKU
    soluk/uçuk beniz.
    turn pale: sararmak, solmak, rengi uçmak, sapsarı kesilmek. GİZLE
  3. Adjective açık (renk).
    pale yellow/blue/etc.
  4. Adjective mat, donuk.
    The streetlight gave a pale light in the fog. The pale moon.
  5. Adjective zayıf, güçsüz, şiddetli olmayan.
    a pale foreign policy. a pale protest.
  6. Adjective sol(dur)mak, donuklaş(tır)mak, sarar(t)mak, beti benzi atmak.
    Her face paled at the bad news. DEVAMINI OKU

    pale before sth: bir şeyin gölgesinde kalmak.
    pale into insignificance: tamamen önemsiz olmak. GİZLE
  7. (sivri uçlu) kazık, parmaklık çubuğu, çit kazığı.
  8. etrafı (parmaklıkla/çitle) çevrili yer.
  9. kapalı alan.
  10. sınır, hudut.
  11. belirli kimselerin oturmasına tahsis edilmiş bölge.
  12. English Pale/Irish Pale ile ayni anlama gelir. Doğu İrlandada kral Henry II ve haleflerinin Angevin İmparatorluğuna DEVAMINI OKU
    dahil edilen bölge. GİZLE
  13. (armacılıkta) geniş düşey şerit.
  14. kazıklarla/çitlerle çevirmek, kapatmak.
  15. çevirmek, ihata etmek, kuşatmak.
(a) yetkisi/salâhiyeti dışında, (b) (toplum düzenine vb.) aykırı.
Murder is an act outside the pale DEVAMINI OKU
of society. (c) (nezakete/güvenliğe/insan haklarına vb.) aykırı. GİZLE
kabul edilemez Adjective
pale2 (6).
solmak Verb
renk atmak Verb
sararmak Verb
(armalarda) (a) (tek resim) ortada, merkezde, (b) (iki resim) üstüste.
pale2 (6).
sarartmak Verb
(a) yetkisi/salâhiyeti dışında, (b) (toplum düzenine vb.) aykırı.
Murder is an act outside the pale DEVAMINI OKU
of society. (c) (nezakete/güvenliğe/insan haklarına vb.) aykırı. GİZLE
(armalarda) ortada yukarıdan aşağıya.
sararmak Verb
yetkisi içinde
paleo-
orta şarap Adjective
soluk benizli
beti benzi atmak Verb
uygarlığın dışında
 
 
Bize Ulaşın
Geri-bildirimde bulunun