nature

English-Turkish Translation

  1. Noun mahiyet
  2. Noun nitelik
  3. Noun fıtrat
  4. Noun doğa, tabiat, yaratılış, hilkat.
    It's only human nature to like money.
    against nature:
    tabiata aykırı.
    copied from nature: tabiattan alınmış.
    freak of nature: hilkat garibesi.
    human nature: insan tabiati.
  5. Noun mizaç, huy, maya.
    It's his nature to be generous.
    good natured: iyi huylu.
  6. Noun tür, çeşit, nevi, mahiyet.
    two recent books of the same nature. What is the nature of the new chemical?
    Ceremonies of a solemn nature.
  7. Noun dünya, âlem.
  8. Noun varlıklar, yaratıklar.
  9. Noun evren, kâinat.
    So quiet that all nature seemed asleep.
  10. Noun evrensel kuvvetlerin tümü.
    Growing crops on this land is a struggle against nature.
  11. Noun doğal durum/görünüş.
    a portrait true to nature: doğal görünüşü yansıtan resim.
    in the nature
    of things: durumun gerektirdiği şekilde.
  12. Noun içgüdü, sevkitabiî.
  13. Noun doğal ilkeler/yasalar.
    an act that is against nature.
  14. Noun insanların düzelmemiş/eğitilmemiş hali.
  15. Noun ilkel/evcilleşmemiş durum.
    state of nature: (a) insanların medenileşmeden önceki doğal/bozulmamış
    hali, (b) çıplaklık.
    in a state of nature: (a) vahşi, medenileşmemiş, eğitilmemiş, (b) çırılçıplak.
  16. Noun
    Mother nature ile ayni anlama gelir. tabiat ana.
    Cat's are nature's/Mother nature's way of
    limiting the number of mice.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

Botanical and zoological gardens and nature reserves activities (NACE code: R91.0.4)
Botanik bahçeleri, hayvanat bahçeleri ve tabiatı koruma alanlarıyla ilgili faaliyetler (NACE kodu: 91.04) Noun, Trades-Professions
nature of the offence
suçun niteliği Noun, Criminal Law
pay one's debt to a nature
ölmek Verb
(industry) seasonal nature
mevsime göre olan
animal nature
insanın hayvansal yanı
animals of a base nature
murdar hayvanlar Noun
assault and battery of a high and aggravated nature
saldırı ve ağır yaralama
be of a confidential nature
mahrem mahiyette olmak Verb
be of a confidential nature
gizli mahiyette olmak Verb
be of a happy nature
neşeli yaradılışta olmak Verb
be of a protracted nature
(müzakereler) uzun sürecek gibi görünmek Verb
be us to sb's nature
tabiatına aykırı olmak Verb
by its nature
doğası gereği Noun
by its very nature
niteliği gereği
by its very nature
doğası gereği Noun
by its very nature
tabiatıyla
by nature
doğuştan yaratılıştan, fıtrî olarak, tabiatiyle, doğal olarak.
It's not in her nature to do anything
rude, she's polite by nature.
café nature
sade kahve.
call of nature
nature (15).
call of nature
def'i tabiî ihtiyacı.
crime against nature
olağandışı cinsel ilişki suçları Noun
crimes against nature
olağandışı cinsel ilişki suçları Noun
crooked by nature
tıynetsiz
customs duties of a fiscal nature
malî nitelikli gümrük vergileri Noun
dishonest by nature
tıynetsiz
due to their nature
nitelikleri itibarıyla Adverb
employment of a casual nature
fırsat çıkınca çalışma
exclusively fiscal nature
münhasıran malî nitelikli
executive nature
yöneticilik işlevi
fiduciary nature
kayyumluk
fiduciary nature
mütevelli işleri Noun
fly in the face of nature
doğa kanunlarına karşı gelmek Verb
forces of nature
doğa güçleri Noun
fraudulent nature
sahtekâr karakteri
good nature
iyi huy/mizaç/tabiat, şakacılık, şenlik. Noun
guardian by nature
veli
guardian of nature
kanuni veli
honest nature
dürüst adam
human nature
insan tabiatı Noun, Philosophy
human nature
insan doğası Noun, Philosophy
ill nature
huysuzluk, kötü huy, çirkin tabiat. Noun
ill- nature
serkeşlik
ill- nature
huysuzluk
impairment capital of physical nature
bedensel hasar
impose upon sb's good nature
birinin iyi yürekliliğinden yararlanmak Verb
impulsive nature
içinden geldiği gibi
impulsive nature
düşünmeden davranış
income of nonrecurring nature
yalnız bir kereye mahsus olmak üzere elde edilen gelir
law of nature
tabii hukuk
law of nature
kanun
Law on the Establishment of Institutions of an International Nature
Uluslararası Nitelikteki Teşekküllerin Kurulması Hakkında Kanun Proper Name, Law
monetary nature
parasal nitelik
Mother nature

nature ile ayni anlama gelir. tabiat ana.
Cat's are nature's/Mother nature's way of limiting the number of mice.
occupation of a professional nature
profesyonel nitelikte iş
occupation of a professional nature
profesyonel nitelike iş
of a professional nature
profesyonel nitelikte
of perishable nature
kolay bozulabilir nitelikte
pacific nature
sakin tabiat
payment of a capital nature
sermaye niteliğinde ödeme
phenomenon of nature
olağanüstü doğa olayı
possessive nature
tahakküm edici karakter
property of a capital nature
mal cinsinden sermaye
receipt of a capital nature
sermaye niteliğindeki gelir
religion compatible with human nature
fıtrat dini Noun, Religion-Faith
seasonal nature
(sanayi) mevsime göre olan
second nature
tabiat hükmüne geçen şey, tabiî gelen şey.
second nature
alışkanlık, huy, yerleşmiş âdetler.
suit of a civil nature
hususi hukuk davası Noun
suit of civil nature
hususa hukuk davası Noun
suspicious by nature
kuşkucu
the law of nature
tabii hukuk
true nature
mahiyet
true nature
iç yüzü Noun
truth to nature
doğaya sadık
nature monuments
doğal anıtlar Noun
nature of employment
işin niteliği
nature or disposition
seciye
nature park
doğal park
nature photographer
doğa fotoğrafçısı
nature protection zone
doğa koruma alanı
nature reserve
korunacak doğa alanı
nature study
doğabilim, tabiatin incelenmesi, ilk okullarda öğretilen botanik, zooloji vb. Noun
nature tourism
doğa turizmi Noun, Tourism
nature worship
doğaya tapma.
nature worshiper: doğaya tapan. Noun
be endowed by nature with great talents
doğaca büyük beceri sahibi kılınmak Verb
have become second nature with sth
sanki yaradılıştan varmış gibi doğal huy haline gelmek Verb
human nature is just that way
insan hali
in the nature of fixtures and equipment
demirbaş
information in the nature of quo warranto
kurnazlıkla elde edilen imtiyaz davası Noun
interest in the nature of investments
(bilanço) yatırım niteliğinde faiz
interest in the nature of investments
yatırım niteliğinde faiz
intimate nature of a conversation
bir görüşmenin mahremiyeti Noun
it is in the nature of things
nesnelerin doğası gereği olmak Verb
let the nature take its course
işleri oluruna bırakmak, özellikle iki kişinin dış etkilerden uzak sevişmesine göz yummak.
of/in the nature of
… gibi, … türünde/tarzında/biçiminde.
Directorate General for Nature Conservation and National Parks
Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü Noun, Organizations
English-Turkish phrases from Zargan's own database