mustard

English-Turkish Translation

  1. Noun, Plant Species hardal
  2. Adjective hardal rengi
  3. Noun hardal.
  4. Noun, Botany hardal otu
    (Brassica nigra).
    black mustard: kara hardal otu
    (Brassica nigra).
    white DEVAMINI OKU
    mustard: ak/beyaz hardal otu
    (Brassica hirta).
    hedge mustard: yaban hardalı, çalgıcı otu
    (Sisymbrium officinale).
    leaf mustard: yaprak hardalı
    (Brassica juncea).
    wild mustard: yabani hardal
    (Brassica caber).
    mustard seed: hardal tohumu. GİZLE
  5. Noun (bkz: zest ).
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

as keen as mustard
hardal gibi keskin
black mustard
mustard (2). Noun
charlock mustard
hardal otu Noun, Plant Species
charlock mustard
hardalotu Noun, Plant Species
cut the mustard
beklenmedik/umulmadık başarı göstermek, (yaşına/sakatlığına vb. rağmen) çok iyi yapmak/başarmak.
cut the mustard
başarmak, istenen/beklenen sonuca ulaşmak.
leaf mustard
mustard (2). Noun
nitrogen mustard
azot hardalı, (ClCH2CH2)2NCH3. Zehirli, kabartıcı madde. DEVAMINI OKU
Hardal gazına benzeyen fakat S yerine N ihtiva eden bileşim. Kanser vb. hastalıkların tedavisinde kullanılır. GİZLE
Noun
wild mustard
charlock Noun
wild mustard
hardal otu Noun, Plant Species
wild mustard
hardalotu Noun, Plant Species
mustard gas
iperit, dikloro dietil sülfit: (ClCH2CH2)2S. Yakıcı, gözleri kör edici DEVAMINI OKU
ve öldürücü zehirli gaz. Sıvı halindedir. GİZLE
Noun
mustard oil
hardal yağı: hardal tohumundan çıkarılır, sabun yapmakta kullanılır.
mustard plaster
hardal yakısı.
mustard seed
hardal tohumu Noun, Food-Kitchen
mustard seeds
tane hardal Noun, Food-Kitchen
English-Turkish phrases from Zargan's own database
 
 
Bize Ulaşın
Geri-bildirimde bulunun