loose ends

  1. (a) noksanlık, bitmemiş/tamamlanmamış husus.
    The committee's report was very good, but there are just DEVAMINI OKU
    a few loose ends. (b) karışıklık, düzensizlik. GİZLE

at a loose end): (a) işsiz güçsüz, âvâre.
Can I help you? I'm at a loose end this morning. DEVAMINI OKU
(b) kararsız, gayesiz, şaşkın, ne yapacağını bilmeyen. GİZLE
(a) kararsız, mütereddit (durumda), henüz bir plânı olmayan.
He has finished university, but is still DEVAMINI OKU
at loose ends about what he wants to do. (b) işsiz, boşta, işsizlikten canı sıkılan, ne yapacağını bilmeyen. GİZLE
 
 
Bize Ulaşın
Geri-bildirimde bulunun