bir fırsat elde etmek
Verb
büroya şöyle bir uğramak
Verb
birine kısa bir ziyaret yapmak
Verb
birini ziyaret etmek
Verb
birine uğrayıp hatırını sormak
Verb
Beleş atın dişine bakılmaz.
Sentence
(birisinin) yüzüne/gözüne dik dik bakmak, (b) cesaretle karşılamak, korkmamak, yılmamak.
to look death/one's enemy in the face: ölümden/düşmanından korkmamak.
utanmadan/korkmadan (birinin) yüzüne bakalbilmek.
look death in the face: ölümü göze almak, ölümden korkmamak.
kılı kırk yarmak, hediyede kusur aramak.
Don't look a gift horse in the mouth: Beleş atın dişine
bakılmaz (Hediyede kusur aranmaz).
hediye edilen atın dişine bakmak, hediyeyi beğenmemek, bulup da bunamak.
her şeyde bir kötü niyet aramak
Verb
her şeyde kötü niyet aramak
Verb
(birinin) gözüne/gözünün içine bakmak.
Look me in the eye and tell the truth!
birine yiyecek gibi bakmak
Verb
gözlerini birinin gözlerine dikmek
Verb
telefon rehberinde bir numara aramak
Verb
sözlükte bir sözcüğe bakmak
Verb
kitapta bir şey aramak
Verb