kendi yolundan gitmek
Verb
bir şeyin bilinmeyen tarafını bulmak/meydana çıkarmak.
çok az erzakla idare etmek
Verb
birisine bir hususta bilgi vermek.
fiyatları istikrarlı tutmak
Verb
fiyatları istikrarlı tutmak
Verb
bir telefon hattını kontrol etmek
Verb
telefonda biriyle görüşmekte olmak
Verb
açık ve kuvvetle konuşmak
Verb
yanlış anlaşılmaması için açıkça belirtmek
Verb
mesleğini tehlikeye atmak
Verb
hattı kapamadan beklemek
Verb
düzgün, bir hizada, aynı düzeyde/seviyede.
merkezi bir bilgisayara bağlanmış bilgisayar
(a) ikisi arası, ne biri ne öbürü, (b) (tablo) en göze çarpacak yerde, (c) vaktinde/tam ödenmiş.
cash on the line.
tarifeye yeni bir sefer koymak
Verb
bir şey demeden imza atmak
Verb
noktalı çizgi üzerine imza atmak
Verb
fiyatların yükseleceği beklentisiyle belirli bir süre içinde bir ya da birkaç şirketin hisse senetlerini satın almak
Verb