ince

Turkish-English Translation

  1. light
  2. fine
  3. sensitive
  4. gentle
  5. delicate
  6. subtle
  7. elegant
  8. spare
  9. slim
  10. fragile
  11. small
  12. polished
  13. refined
  14. intricate
  15. exquisite
  16. graceful
  17. flimsy
  18. Adjective courteous
  19. cultivated
  20. airy
  21. civilized
  22. precious
  23. dainty
  24. affable
  25. nice
  26. ethereal
  27. sleazy
  28. chiffon
  29. attic
  30. papery
  31. tagliatelle
  32. cling film
  33. unsubstantial
  34. meager
  35. slight
  36. serous
  37. diplomatic
  38. in small pieces
  39. (voice) high-pitched
  40. slender
  41. soft
  42. scrannel
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

ince taneli
fine-grained Adjective, Geology
(kadınlarla ilgili olarak) ince
willowy
çok ince
tenuous Adjective
çok ince
ethereal Adjective
örümcek bacağı gibi (uzun ve ince
spidery
selülozdan yapılan ince
cellophane
ince alay
sport
ince anlam farkları
nice shades of meaning Noun
ince artı imleci
crosshair cursor, hair cross cursor Information Technology
ince ayar
fine tuning
ince ayar
calibration Noun
ince ayar
fine tuning Noun
ince ayırım
fine distinction
ince ayırım
refined distinction
ince ayırım yapmak
to make a hairline distinction Verb
ince ayrıntı
nuance
ince bağırsak
intestine Noun, Anatomy
ince bağırsak
colon Noun, Anatomy
ince bileği taşı
hone
ince bir buz tabakası
thin crust of ice Noun
ince bir fark
nice distinction
ince bir tabaka ile örtmek
to coat Verb
ince bisküvi
wafer Noun, Food-Kitchen
ince boya katı ile kaplamak
to wash Verb
ince çizgi
hairline
ince çizgi
thread
ince çizgi pergeli
hair compass
ince çizgiler
crackle
ince çizgiler halinde kakma yapmak
to hatch Verb
ince çizgilerle süslemek
to hatch Verb
ince çizgili takım elbise
pinstripe suit
ince dal
twig
ince dal
sprig
ince dal
switch
ince davranışlar
soft manners Noun
ince deri
membrane
ince dilim
shave
ince dilimler halinde kesilmiş yiyecek
chip
ince diş testere balığı
smalltooth sawfish Noun, Zoology
ince dizin
fine index
ince dizin (indeks
fine index
ince duman
haze
ince eleyip sık dokumak
to go over something with a fine tooth comb Verb
ince eleyip sık dokumamak
not to mince matters
ince eleyip sık dokuyan
select
ince eleyip sık dokuyan
hard-nosed scrutiny
ince fark
subtlety Noun
ince fark
hand edge
ince fark
fine distinction
ince Fransız ekmek somunu
baguette
ince grenli film
fine grain film
ince harflerle basılmış
fine print
ince harflerle basılmış (garanti belgesi
fine print
ince hasıradan erkek şapkası
panama Noun
ince hastalık
hectic fever
ince ince
finely Adverb
ince ince
minutely
ince ince araştırmak
to rake Verb
ince ince düşünmek
to work out Verb
ince ince yağmak
to sift Verb
ince ipek
fine silk
ince ipekli kumaş
georgette
ince iplik
filament
ince işçilik
delicate workmanship
ince kafes tel
gauze
ince kâğıt
tissue paper
ince kâğıt
indian paper
ince kâğıt
thin paper
ince kâğıt
bible paper
ince keskin eleştiri
incisive criticism
ince keten bezi
lawn
ince keten ya da pamuklu bez
cambric
ince kösele şerit
thong
ince kuş tüyü
down
ince madeni varak
leaf
ince marangozluk işi
cabinet work
ince marangozluk işi yapma
cabinet making
ince mektup kâğıdı
bath paper
ince mum
taper
ince muşamba
oil skin
ince nokta
subtle point
ince nokta
nicety
ince noktalar
niceties Noun
ince odun ve çalı demeti
faggot
ince plastik
acetate Noun
ince ruhlu
fine
ince saç bağı
(Fr.) bandeau
ince şerit
stripe Information Technology
ince şeritler halinde kesilmiş veya yırtılmış parça
shred
ince sözler söylemek
to make pretty speeches Verb
ince sulu kil
slip
ince tabaka
blanket
ince tabaka
film
ince tabakalardan oluşan
flaky
ince tel
fibre
ince tel
film
ince toz
flour
ince tüylü
flocculent
ince tüylü
downy
ince uzun bayrak
streamer
ince uzun bayrak
banderole
ince uzun puro
panatella
ince ve kaygan buz
glazed frost
ince ve sağlam pamuk ipliği
lisle
ince ve saydam bir tabakayla kaplamak
to glaze Verb
ince ve seyrek dokunmuş kumaş
gauze
ince ve uzun çeneli
lantern jawed
ince ve uzun yarmak
to slit Verb
ince ve yüksek topuk
spike
ince ve zarif kadın
sylph
ince yapılı
svelte
ince yapılı
slimline
ince yazı kâğıdı
lightweight stationery Noun
ince yonga
excelsior
(ağaç) kabuğu ince pullar halinde dökülmek
to exfoliate Verb
(kâğıt para) ince tel
thread mark
(kırık kemik) ince tahtalarla sarmak
to splint Verb
(kumaş) ince ve saydam
sheer
(radyo) ince ayar
fine adjustment
(saatin içindeki) ince helezoni yay
hairspring
acı ve ince ses
squawk
ateş yakmak için dürülen ince kâğıt parçası
wisp of paper Noun
bir konuyu en ince ayrıntısına kadar hakkını vererek işlemek
to treat a subject with the ful l ness due Verb
bir mekanizmada ince ayar yapmak
to tweak Verb
bir nevi ince el yazısı
copper plate
bir şeyi incelerken ince eleyip sık dokumak
to go over (through) something with a fine tooth- comb Verb
birinin ince duyguları ile oynamak
to play with sb's affections Verb
birinin ince duygularıyla oynamak
to play with sb's affections Verb
birinin ince hisleriyle oynamak
to play upon sb's heartstrings Verb
birşeyi ince ince düşünmek
to work out something Verb
çabuk pişen ince biftek
minute steak
çatıyı ince tahtalarla kaplamak
to shingle Verb
çok ince bel
wasp waist
çok ince ipekli kumaş
illusion
çok ince ve hafif kitap kâğıdı
bible paper
en ince ayrıntısına kadar
meticulously Adverb
en ince ayrıntısına kadar
vividly Adverb
en ince ayrıntıyı düşünen
meticulous Adjective
fazla ince bir üslupla yazmak
to overwrite Verb
fikir ve sanatta ince zevk sahibi
high-brow Noun
fikri ve güzel sanatlar konularında ince zevk sahibi
highbrow
hafif ince alay
tinge of irony
horozun boynundaki uzun ve ince tüyler
hackle
içinde kemik külü bulunan ince porselen
bone china
kesilmiş ya da kopmuş ince ve sivri parça
sliver
kumaş üzerinde ince çizgi
pinstripe
manyetik ince film
magnetic thin film
örümcek ağı gibi hafif ve ince bir kumaş
gossamer
resim fırçası yapımında kullanılan ince kıl
camel hair
savak resmi ve kakma işlerinde gölge yaratan ince çizgi
hatch
tatlı ya da baharatlı ince gözleme
crepe
vb üzerinde ince çatlaklar
crackle
vücudu sımsıkı saran ince kumaştan yapılmış giysi
tights
yağda kızartılmış kemiksiz ve ince (özellikle) dana eti
escalope
yaprak ve taze meyvelerin üzerindeki ince toz tabakası
bloom Noun
yüzdeki ince tüyler
fluff
zaten tam kapasite işlemekte olan bir ekonominin ince ayarını yapmak
to fine tune an economy already at full capacity Verb
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Kendi cinsinden ... az olan
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.