forbid

  1. Transitive Verb men etmek, yasak etmek, yasaklamak.
    to forbid a meeting. to forbid smoking. Employees are forbidden
    to smoke in the office. It is forbidden to talk in the classroom.
  2. Transitive Verb önlemek, engel/mani olmak, izin vermemek, müsaade etmemek, imkânsızlaştırmak, imkân vermemek.
    The
    steepness of the slope forbade ascent.
    God forbid! Allah göstermesin! Allah esirgesin! Asla! Hâşâ!
    God forbid that I should ever say nasty things about you: Hâşâ, senin hakkında asla kötü söz söylemem.
  3. Transitive Verb kovmak, ihraç etmek, dışarı atmak, içeri sokmamak.
    forbid someone the house: (birini) evine sokmamak.

    I forbid you the house.
maazallah
Allah göstermesin
Tanrı korusun
Allah esirgesin
Allah saklasın
Allah korusun
Allah vermesin
ağızıni hayra aç !
Allah korusun
men hakkı
bir bölgeyi yasaklamak Verb
evlilik beyannamesine itirazda bulunmak Verb
Allah korusun! Exclamation