English-Turkish Translation

  1. Noun N, n harfi.
  2. Noun, Printing “em” ölçüsünün yarısı, yarım katrat harf büyüklüğünü belirten ölçü (≈ 2 mm).
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

e'en
even.
e'en
evening
en arrière
geriye, geride, gerisin geri.
en avant
ileri.
en bloc
toptan, (hep) birlikte, bir bütün olarak, kütle halinde.
en brochette
şiş (üzerinde pişirilmiş).
en dash
bir “n” (≈ 2 mm) uzunluğunda çizgi. Noun
en detail
ayrıntılı olarak
en detail
(Fr) detaylı
en famille
ailece, aile ile, ailede, aile içinde.
en fête
bayram elbisesi giymiş, cümbüşe katılmış.
en garçon
bekâr olarak, erkekler arasında. Adverb
en garde
savunmaya hazır.
en garde
nöbette, muhafız olarak.
en garde
vuruşma vaziyetinde.
en masse
toptan, kütle halinde, hep birlikte, beraber, hepsi birden.
en papillote
kâğıt veya ince madenî levha içinde pişirilip yenilen (yemek, bilhassa balık ve et).
en passant
sırası gelmişken, aklıma gelmişken, söz arasında, istitraten.
en prise
(satrançta) alınabilir, kırılabilir, tehlikeye maruz.
en quad
“em quad”ın yarısı (≈ 2 mm).
en rapport
uygun, muvafık, mutabakat halinde, uyuşan.
en rapport
uyumlu, uyum halinde, birbiriyle anlaşmış.
en route
yolda, yol üzerinde, giderken.
en suite
birbiri ardınca, ardarda, dizi dizi, sıra halinde.
en villegiature
(Fr) sayfiyede tatilde
en voyage
(Fr) yolculukta
baggage en route
bulunmuş kaybolan bagajın gönderilmiş olması
wool (l) en industry
yün ürünleri endüstrisi
English-Turkish phrases from Zargan's own database

Turkish-English Translation

  1. Noun, Textile Industry breadth
  2. Noun, Textile Industry width
  3. broad
  4. broadness
  5. latitude
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

...'in en ücra köşeleri
farthest reaches of ... Noun
...'in en uzak köşeleri
farthest reaches of ... Noun
...'in en uzak noktaları
farthest reaches of ... Noun
...'in en uzak yerleri
farthest reaches of ... Noun
bayrağın boyu ve eni
the fly and the hoist of the flag
kalbimin (en) derinlerinde
deep down Adverb
icmal en
as a summary
kıyas en
by comparison
tahmin en
by guess
en alçak
lowest
en alt katta
on the ground floor
en arkadaki
hindmost
en aşağı
lowermost
en aşağı
at the very least
en aşağı
lower most
en aşağı bir tahminle
at the lowest estimate
en aşağı düzeye inmek
to hit bottom Verb
en az
minimal
en az
least
en az
at the very least
en az
fully Adverb
en az
minimum Information Technology
en az
at least
en azından
at least
en azından
to say the least Adverb
en azından
at the lowest calculation
en başarısız olmak
to come off worst Verb
en başta
initially Adverb
en baştan
ab initio
en bilinen
most widely-known Adjective
en bilinen
most widely-recognized Adjective
en büyük
maximal
en büyük
utmost
en büyük
maximum Information Technology
en civcivli zamanında olmak
to be in full swing Verb
en çok
most
en çok
particularly Adverb
en çok
furthest
en çok
chiefly Adverb
en çok
mostly Adverb
en çok
especially Adverb
en çok
maximum Information Technology
en çok gözetilen ulus
the most favoured nation
en çok kayrılma kotulu
the most favoured nation clause
en derinlerdeki
inmost
en dipteki
nether
en dışardaki
outmost
en dışta
outermost
en düşük
minimum Information Technology
en düşük
minimal
en düşük
lowest
en düşük fiyat
lowest possible fas
en düşük ilan boyu
minimum linage Advertising
en düşük nokta
bottoming out the pattern
en erken
earliest
en erken
at the earliest Adverb
en eski
primal
en fazla
at the most
en fazla
especially Adverb
en fazla
particularly Adverb
en fazla
utmost
en fazla
tops Adverb
en fazla
maximal
en fenası ...
the worst of it is
en geç
at the latest Adverb
en genç
junior
en geri
rear most
en gerideki
last
en güçlü
ruling
en güçlü delil
one's best card
en hafif ifadeyle
at best Adverb
en hoş
best
en içerideki
inmost
en içteki
inmost
en iyi
optimum Information Technology
en iyi
(Lat.) summum bonum
en iyi
best
en iyi dileklerini aktarmak
to convey one's sincere wishes Verb
en iyisi
cream
en iyisi
it
en iyisi
tops
en kazançlı
highest-yielding Adjective, Banking
en kısa
minimal
en kısa yoldan gitmek
to go by the nearest road Verb
en kısa zamanda ilgileneceğim
it shall have my earliest attention
en kötü
worst Noun
en kötü olmak
to come off worst Verb
en kötüsü
worst
en küçük
minimal
en küçük
minimum Information Technology
en küçük
the smallest
en küçük
least
en küçük kareler metodu
least-square method
en kuzeydeki
northermost
en makbul
most widely-accepted Adjective
en meşhur
most well-known Adjective
en meşhur
most widely-known Adjective
en modern
state-of-the-art Adjective
en mükemmel
supreme
en öndeki
foremost
en önemli
principal
en önemli
foremost
en önemli
leading
en önemlisi
above all Adverb
en önemlisi
most important Adverb
en önemlisi
most importantly Adverb
en seçkin
choicest
en son
latest
en son
recent Information Technology
en son baskı
latest edition
en son bilgiye göre
according to the latest information
en son haber
latest c a
en sonraki
last
en sonunda
finally Adverb
en sonunda
ultimately Adverb
en sonunda
in the long run
en tanınmış
most well-known Adjective
en tanınmış
most widely-recognized Adjective
en tepedekiler
the Establishment Noun
en ufak
least
en üst
uppermost
en üstteki
topmost
en üstteki
top most
en uygun
optimal
en uygun
best
en uygun
optimum Adjective
en uzak
furthest
en uzak
farthest
en uzun
farthest
en uzun
the longest
en yakın
next
en yakın
at your earliest convenience
en yakın
proximate
en yakın
nearest
en yakınınızdaki
your nearest Adjective
en yaygın
most widely-used Adjective
en yeni …
the latest … Noun
en yeni …
the most recent … Noun
en yeni …
the most up-to-date … Noun
en yeni …
the newest … Noun
en yukarıdaki
uppermost
en yüksek
utmost
en yüksek
maximum Information Technology
en yüksek
topmost
en yüksek
supreme
en yüksek
superlative
en yüksek
highest
en yüksek değer
peak value
en yüksek derece
tiptop
en yüksek fiyatı veren
best bidder
en yüksek kredi maliyeti
peak cost of borrowing
en yüksek maaş
top salary
en yüksek meblağ
office limitation
en yüksek mevki
highest place
en yüksek standardın ifadesi
deluxe Noun
en ziyade
most
...'in en ücra köşeleri
the remotest corners of ... Noun
beklenmek en ömür cetvelleri
expectation of life-tables Noun
ikinci en iyisi
next best
size en yakın ...
your nearest ... Adjective
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Yeniçerilere verilen ... çuha çeşidi
  2. bk. –an
  3. Başına geldiği sıfatın o sıfatın ifâde ... üstün derecesinde olduğunu belirtir
  4. Arapça kelimelerin ... çeşit ek
  5. Bir şeyin ... genişlik, arz
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.