embody

English-Turkish Translation

  1. Transitive Verb cisimlendirmek, şekillendirmek, somutlaştırmak, tecessüm ettirmek, somut/müşahhas hale getirmek.
    to
    embody = imbody ideals in action.
  2. Transitive Verb belirtmek, simgelemek, temsil etmek, ifade etmek.
    Words embody = imbody thoughts. The letter embodied all his ideas.
  3. Transitive Verb içermek, kapsamak, ihtiva etmek, dahil etmek.
    The new engineer's suggestions were embodied in the
    revised plan of the bridge.
  4. Transitive Verb düzenlemek, tertip/tanzim etmek, bir araya toplamak.
    to embody = imbody a verbal agreement in a contract.
  5. (a) canlı/müşahhas örneği olmak, somut olarak göstermek.
    He embodies his principles in his behavior.
    (b) katmak, mezcetmek, dahil etmek.
    Many improvements are embodied in the new car.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

embody one's ideas in a speech
fikirlerini bir konuşmada somutlaştırmak Verb
embodying
tecsim (outdated) Noun
embody a clause in a contract
bir sözleşmeye bir madde ilave etmek Verb
embody a clause in a contract
bir sözleşmeye bir şart eklemek Verb
embody a clause in a contract
sözleşmeye bir madde ilave etmek Verb
embody a treaty in a law
bir antlaşmayı kanunla sağlama bağlamak Verb
embody a treaty in law
bir antlaşmayı hukuk çerçevesi içinde almak Verb
embody a treaty in law
bir antlaşmayı hukuk çerçevesi içine almak Verb
embody new features
yeni yapı elemanları içermek Verb
embody terms in an agreement
bir sözleşmeye şartlar koymak Verb
English-Turkish phrases from Zargan's own database