Available on App Store
Get it on Google Play
TR
X
ç
ğ
ı
ö
ş
ü
elbow
Cozy
English-Turkish
Terms/Phrases
English-Turkish Translation
Noun, Anatomy
dirsek
dirsek.
elbise kolunun dirseği.
(dirseğe benzer) kıvrıntı, büküntü.
ell
ile ayni anlama gelir. dirsek boru.
(dirsekle) dürtmek/itmek, dirseklemek, dirsek vurmak, itelemek.
Somebody elbowed him off the sidewalk.
I tried to stop him, but he elbowed me out of the way.
dirsekle ite kaka yol açmak.
elbow one's way through
: itip kakarak yol açmak.
He elbowed his way through the crowd.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition
English Turkish Phrases
at (someone's) elbow
yanıbaşında, elinin altında.
When John did his homework, his dictionary was always at his elbow.
at one's elbow
yanında
at one's elbow
yakınında
bear on one's elbow
dirseğine dayanmak
Verb
crook/lift (one's) elbow
ayyaşlık etmek, fazla içki içmek,
argo
kafayı tütsülemek.
John's out, lifting his elbow as
usual, and he'll probably come home drunk.
elbow one's way through the crowd
itip kakarak yol açmak
Verb
raise one's elbow
birinin şerefine kadeh kaldırmak
Verb
be out at elbow
(a) (ceket) dirsekleri delinmek, (b) (insan) düşkün ve çapaçul olmak.
pipe elbow
boru dirseği
prosthetic elbow
dirsek protezi
Noun, Medicine
tennis elbow
dirsek ağrısı
elbow (pipe)
dirsek (boru)
Noun
elbow board
pencere tahtası
Noun
elbow forward
dirsek atarak ilerlemek
Verb
elbow grease
emek, el emeği, alınteri.
to use a bit of elbow grease
: emek harcamak/sarfetmek/vermek, alın teri
dökmek, sıkıntıya katlanmak.
Noun
elbow room
kollarını kımıldatacak yer
elbow room
hareket edecek ya da çalışacak kadar geniş yer
more power to your elbow !
kolay gelsin
rub elbow/shoulders (with)
sıkı fıkı olmak, hiç ayrılmamak, aralarından su sızmamak.
English-Turkish phrases from Zargan's own database
Please enable JavaScript to view the
comments powered by Disqus.