Available on App Store
Get it on Google Play
TR
X
ç
ğ
ı
ö
ş
ü
crimp
Cozy
English-Turkish
Terms/Phrases
English-Turkish Translation
kıvırmak, (saçı) dalgalı/ondüle yapmak.
to crimp the hair. The girl crimped her hair before going to the party.
katlamak.
(saç levhanın) (a) kenarlarını içiçe katlayıp bükmek, (b) ucunu katlayıp sıkıştırmak.
dalgalandırmak, (saç levha veya mukavvanın yüzeyini) oluklu yapmak.
(bir şeyin) iki ucunu birleştirip sıkıştırmak.
(aşçılıkta) (pişkin ve gevrek olması için balığın etini) yer yer bıçaklamak.
kıvırma, kıvrılma.
crimp iron
: (a) saç maşası, (b) plise ütüsü.
katla(n)ma.
crimps
: kıvrım, dalga, bukle (saç).
kıvırcık(lık), (koyun yünü vb.'nin) kıvırcık/dalgalı olması.
(saç levha vb. kenarında geçme yapmak için) kıvrım, kıvrıntı, kat.
(zorla kandırarak) denizci veya asker toplamak, askere almak.
(zorla kandırarak) denizci/asker toplayan kimse/acente.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition
English Turkish Phrases
put a crimp in
engel olmak, müdahale etmek.
put a crimp in prices
(US) fiyatları engellemek
Verb
put a crimp in sth
bir şeyi engellemek
Verb
put in a crimp in prices
(US) fiyatları allak bullak etmek
Verb
tı crimp sales
satışları engellemek
Verb
English-Turkish phrases from Zargan's own database
Please enable JavaScript to view the
comments powered by Disqus.