ins
iktidardaki parti
(a) girinti ve çıkıntılar, (yol) kıvrımlar, dönemeçler, köşe bucak.
The ins and outs of a road. DEVAMINI OKU
(b) bütün ayrıntılar, incelikler, (bir şeyin) girdisi çıktısı.
The ins and outs of a business/of politics.
He knows all the ins and outs of his profession: Mesleğinin bütün inceliklerini bilir. GİZLE
bir işin girdisi çıktısı
inches.
inspector.
insular.
insulated.
insulation.
insurance.
inscribed.
bir işin girdisini çıktısını bilmek Fiil
bir sorunun bütün püf noktalarını bilmek Fiil
(bir şeyin) bütün ayrıntıları, içyüzü, içi dışı.
know the ins and outs of sth.: bir şeyin girdisini DEVAMINI OKU
çıktısını/içini dışını bilmek. GİZLE
bir evin kıyısı köşesi

ins
İnsan
 
 
Bize Ulaşın
Geri-bildirimde bulunun