Ingilizce-Türkçe Çeviri

  1. bedensel, bedenî, bedene/vücuda ait, beden+.
    physical exercise.
  2. maddesel, maddî.
    the physical universe.
    physical impossibility: maddî imkânsızlık.
  3. doğa-bilimsel, fiziksel, fizikî.
    Is there any physical explanation for these strange happenings? physical science.
Ingilizce-Türkçe çeviriler: Atalay Sözlügü, 1. Basim

Ingilizce-Türkçe Ilgili Terimler

emotional pain
manevi acı İsim
emotional pain
ızdırap İsim
emotional pain
üzüntü İsim
Physical well-being activities (NACE code: S96.0.4)
Hamam, sauna, solaryum salonu, masaj salonu ve benzeri yerlerin faaliyetleri (NACE kodu: 96.04) İsim, Sanayi ve Zanaatler
become material or physical
maddileşmek Fiil
physical and mental health
beden ve ruh sağlığı İsim, Tıp
physical and psychological oppression
maddi ve manevi zulüm İsim, Siyaset-Ulusl. İlişkiler
physical anthropology
doğal insanbilim/antropoloji: insanın beden yapısındaki evrimsel değişmeleri ve yeryüzündeki ırkları
fiziksel ölçüler ve görünüş bakımından inceleyen antropoloji bölümü
physical anthropology
fiziksel antropoloji İsim, Antropoloji
physical appearance
dış görünüm İsim
physical appearance
dış görünüş İsim
physical appearance
fiziksel görünüm İsim
physical appearance
fiziki görünüm İsim
physical assault
fiili tecavüz İsim, Hukuk
physical asset
maddi varlık
physical assets
maddi varlıklar İsim
physical assets fully pledged assets
maddi kıymetler bütünüyle rehinli aktifler İsim
physical capacity
fiziki kapasite
physical capital
fiziksel sermaye
physical capital
maddi sermaye
physical capital
fiziki sermaye
physical characteristics
fiziksel özellikler İsim
physical chemistry
fiziksel kimya.
physical chemistry
fiziksel kimya İsim, Fizik
physical comfort
rahat
physical comfort
refah
physical comfort
huzur
physical condition
maddenin hali
physical contact
fiziki temas
physical control
üretim ve tüketimin dolaysız vergi ile denetimi
physical damage
maddi hasar
physical defect
fiziksel kusur
physical defect
bedensel sakatlık
physical deficiency
bedensel bozukluk
physical dependence
fiziksel bağımlılık İsim, Farmakoloji
physical description
fiziksel özellikleri İsim
physical destruction armaments
silahların maddi tahribi
physical development
fiziksel gelişim İsim, Tıp
physical disability
bedensel sakatlık İsim
physical distribution
fiziksel dağıtım
physical distribution
fiziksel dağıtım (ürünleri tüketicilere ulaşması için yapılan pazarlama çalışmaları İsim
physical education
beden eğitimi.
physical education
beden eğitimi İsim, Eğitim
physical education and sports
beden eğitimi ve spor İsim, Eğitim
Physical Education and Sports Department
Beden Eğitimi ve Spor Bölümü İsim, Eğitim
Physical Education and Sports Teaching Department
Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenliği Bölümü İsim, Eğitim
physical environment
fiziksel çevre
physical equation
fizik denklemi
physical evidence
maddi deliller İsim, Hukuk
physical examination
sağlık muayenesi, sıhhî muayene.
physical exercises
beden egzersizleri İsim
physical exercises
jimnastik hareketleri İsim
physical fact
maddi vakıa
physical fact
algılanabilir gerçek
physical fact
maddi vaka
physical fact
maddi olay
physical faculty
bedeni beceri yeteneği
physical fitness
kondisyon
physical fitness
zindelik
physical fitness
sağlıklı olma
physical fitness
form
physical fitness
formunda olma
physical force
şahsa karşı kullanılan şiddet
physical force
fiili şiddet
physical force
maddi güç
physical force
bedeni güç
physical geography
doğal coğrafya.
physical geology
arazi teşekkülü jeolojisi
physical geology
arazi kuruluş jeolojisi
physical hazard
doğal rizikolar
physical hazards
doğal rizikolar İsim
physical health
sağlık
physical impossibility
maddi imkânsızlık İsim
physical injury
maddi zarar
physical injury
bedensel yaralama
physical injury
bedeni hasar
physical inventory
fiili envanter sayımı
physical jerks
idman
physical labour
bedensel çalışma
physical life
(makine) teknik kullanım ömrü
physical necessity
maddi zaruret
physical pain
fiziksel acı İsim
physical pain
can acısı İsim
physical pain
ağrı İsim
physical person
gerçek şahıs
physical person
hakikî şahıs İsim, Hukuk
physical person
gerçek kişi İsim, Hukuk
physical planning
(US) çevre ve inşaat planı
physical possession
dolaysız zilyet
physical possession
üzerinde veya yedinde bulundurma
physical possession
fiili zilyetlik
physical power
beden gücü İsim
physical resources
maddi kaynaklar İsim
physical science
doğal bilim, tabiî ilim: fizik, kimya, astronomi gibi cansız maddelerin özelliklerini ve bunlarla ilgili
doğal yasaları inceleyen bilim.
physical stock
fiziksel stok (satış ya da değiştirme fiyatı ile yapılan , belirli bir zamanda eldeki stok malın sayımı
physical stock
fiziksel stok
physical stock taking
fiili envanter sayımı
physical stocktaking
fiziki envanter
physical strength
maddi güç
physical therapist
fizik tedavi uzmanı İsim, Tıp
physical therapist
fizyoterapist İsim, Tıp
physical therapy
fizik tedavi İsim, Tıp
physical therapy
fizyoterapi İsim, Tıp
physical therapy assistant
fizik tedavi asistanı İsim, İstihdam
physical therapy clinic
fizik tedavi merkezi İsim, Tıp
physical turnover
nicel ciro
physical unfitness
bedensel yapısı zayıf
physical valuation
yenileme giderlerinin değerlendirilmesi
physical value
bedensel değer
physical value
maddi değer
physical violence
müessir fiil
physical violence
cebir
physical violence
şiddet
(motorcar) physical examination
fenni muayene
be physical with someone
biriyle fiziksel olarak yakınlaşmak Fiil, Cinsellik
be physical with someone
biriyle cinsel olarak yakınlaşmak Fiil, Cinsellik
be physical with someone
biriyle sevişmek Fiil, Cinsellik
be physical with someone
birine el kaldırmak Fiil, Ceza Hukuku
be physical with someone
birine vurmak Fiil, Ceza Hukuku
be physical with someone
birini tartaklamak Fiil, Ceza Hukuku
be physical with someone
birini dövmek Fiil, Ceza Hukuku
be physical with someone
birine fiziksel şiddet uygulamak Fiil, Ceza Hukuku
bodily integrity; physical integrity
beden tamlığı, vücut tamlığı
get physical with someone
biriyle fiziksel olarak yakınlaşmak Fiil, Cinsellik
get physical with someone
biriyle cinsel olarak yakınlaşmak Fiil, Cinsellik
get physical with someone
biriyle sevişmek Fiil, Cinsellik
get physical with someone
birine el kaldırmak Fiil, Ceza Hukuku
get physical with someone
birine vurmak Fiil, Ceza Hukuku
get physical with someone
birini tartaklamak Fiil, Ceza Hukuku
get physical with someone
birini dövmek Fiil, Ceza Hukuku
get physical with someone
birine fiziksel şiddet uygulamak Fiil, Ceza Hukuku
impairment capital of physical nature
bedensel hasar
to act under constraint means of constraint moral constraint physical const
zor altında hareket etmek ; icbar vasıtası ; manevi zorlama ; fiziki zorlama ; birini zor altına sokmak
; birinin huzurunda sıkılmak ; çekingenlikle k
total physical ability
hareket yeteneğinin tamamıyla yitirilmesi
with a physical disability
malulen
Convention on the Physical Protection of Nuclear Material
Nükleer Maddelerin Fiziki Korunması Sözleşmesi Özel Isim, Hukuk
Department of Physical Education and Sports
Beden Eğitimi ve Spor Bölümü İsim, Eğitim
Department of Physical Education and Sports Teaching
Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenliği Bölümü İsim, Eğitim
Section of Demining and Border Physical Protection System Procurement
Mayın Temizleme SFGS Tedarik Şubesi İsim, Kurum İsimleri
United Nations Convention on the Physical Protection of Nuclear Material
Birleşmiş Milletler Nükleer Maddelerin Fiziksel Korunmasına Dair Sözleşme İsim, Uluslararası Hukuk
Ingilizce-Türkçe terim çevirileri: Zargan Ltd.