have the time of one's life

  1. gülüp eğlenmek, eğlenceli vakit geçirmek, zevku safa sürmek.
  2. fevkalâde iyi vakit geçirmek, çok mutlu olmak,
    have a rough/hard time: eziyet/sıkıntı çekmek.
 
 
Bize Ulaşın
Geri-bildirimde bulunun