Geçişli Fiil men etmek, yasak etmek, yasaklamak. to forbid a meeting. to forbid smoking. Employees are forbidden
to smoke in the office. It is forbidden to talk in the classroom.
Geçişli Fiil önlemek, engel/mani olmak, izin vermemek, müsaade etmemek, imkânsızlaştırmak, imkân vermemek. The
steepness of the slope forbade ascent. God forbid! Allah göstermesin! Allah esirgesin! Asla! Hâşâ! God forbid that I should ever say nasty things about you: Hâşâ, senin hakkında asla kötü söz söylemem.
Geçişli Fiil kovmak, ihraç etmek, dışarı atmak, içeri sokmamak. forbid someone the house: (birini) evine sokmamak.