1. İsim, Zooloji sinek
  2. Fiil uçmak.
    Most birds and insects fly. The aircraft was flying above thick fog.
  3. Fiil (rüzgâr vb. ile) sürüklenmek, uçurulmak.
  4. Fiil dalgalanmak.
    Flags flying in the air.
  5. Fiil uçakla/uzay aracı ile vb. gitmek, seyahat etmek.
    I usually fly Swissair. “How did you get here?” “I
    flew (=came by aircraft)”.
  6. Fiil fırlamak, ânide/hızla gitmek, hızlı hareket etmek.
    He flew from the room: Odadan dışarıya fırladı.

    The door flew open: Kapı şırak diye açıldı.
    fly to arms: (millet) silaha sarılmak.
  7. Fiil kaçmak, tüymek, firar etmek, kayıplara karışmak.
    The bird has flown: (Aranan kimse) kayıplara
    karıştı.
    He was forced to fly the country: Memleketten kaçmaya zorlandı.
  8. Fiil çabuk geçmek, hızla geçip gitmek.
    How time flies! Zaman ne çabuk geçiyor!
    The train flew past:
    Tren hızla geçip gitti.
  9. Fiil (beyzbol) (a) topa vurup yükseklere fırlatmak.
    He flied into right field. (b) (bkz: fly out ).
  10. Fiil (a) uçur(t)mak.
    to fly a kite. (b) şahinle avlamak.
  11. Fiil (uçak, uzay aracı, roket vb.) uçurmak/kullanmak/idare etmek.
    He was the first man ever to fly that type of aircraft.
  12. Fiil (bayrak vb.) çekmek, dalgalandırmak, sallamak.
    to fly a flag.
  13. Fiil (bir yerin üzerinden) uç(ur)mak.
    to fly the Pacific Ocean: Büyük Okyanus üzerinden uçmak.
  14. Fiil havadan ulaştırmak/nakletmek/göndermek.
    He's flying his car to Europe.
  15. Fiil kaç(ın)mak, sakınmak.
    to fly an enemy wrath.
  16. Fiil, Tiyatro dekor çekmek: dekoru sahnede yukarı çekmek/kaldırmak.
  17. İsim düğme/fermuar kapağı, yırtmaç kapağı, pantalon vb.'de düğme veya fermuarı gizleyen kumaş kapak.
  18. İsim çadır kapısı/perdesi.
  19. İsim
    tent fly ile ayni anlama gelir. üst örtü: çadırın dış çatısını örten kumaş kapak.
  20. İsim uçuş, uçma (işi).
  21. İsim, Beyzbol (bkz: fly ball ).
  22. İsim (çalar saatlerde) düzengeç.
  23. İsim, Matbaacılık baskı makinesinde) toplaç, kâğıt toplayıcı, basılmış kâğıtları toplayıcı düzen.
  24. İsim (bayrakta) (a) kenar, uzunluk, (b) uç.
  25. İsim, Tiyatro sahne üstü: sahne üstünde asma dekorların saklandığı yer.
  26. İsim
    true fly ile ayni anlama gelir. sinek
    (Musca domestica).
    common house fly: ev sineği.

    stable fly: karasinek.
    forest fly: atsineği
    (Hippobosca equina).
    fly swatter: sineklik, sinek raketi.
  27. İsim ateşböceği, mayıs böceği gibi kanatlı böceklerden biri.
  28. İsim (balıkçılıkta) sineğe benzer sun'î yem, olta iğnesi.
  29. Sıfat akıllı, bilgili, cin fikirli, zeki, açıkgöz, kurnaz, tilki gibi.
    He's a fly customer (= fellow):
    Çok kurnazdır, faka basmaz, cin gibidir.
  30. Sıfat uyanık, atik, çevik.
kör uçuş yapmak Fiil
içgüdüsel hareket etmek Fiil
can korkusu ile kaçmak.
uçuşa yasak bölge İsim, Uluslararası Hukuk
uçuşa yasak bölge İsim, Havacılık
yusufçuk
(Libellula).
elma kurdu/kelebeği.
arı sineği
(Bombyliidae): arıya benzer bir sinek türü. İsim
kara sivrisinek
(Simuliidae): larvalarını sulara bırakan ufak sinek.
buffalo gnat ile ayni anlama gelir.
mavi atsineği
(Calliphora) . İsim
vazvaz
(Chalcididae): zarkanatlılardan parlak bakır renkli, larvası diğer böceklerden asalak geçinen
bir tür sinek.
chalcid ile ayni anlama gelir.
İsim
bostan/tipula sineği
(Tipulidae): sivrisineğe benzer uzun bacaklı bir sinek. İsim
dans böceği
(Empididae): çiftleşirken danseden ısırıcı böcek.
drake ile ayni anlama gelir. olta yemi olarak kullanılan bir nevi sinek.
yapma sinek (balık avında oltaya takılır). İsim
yüz sineği
(Musca automnalis): K. Amerikada davarların gözüne musallat olan zararlı bir sinek. İsim
et sineği
(Sarcophagidae): yumurtalarını etin üzerine bırakan karasinek. İsim
at sineği
(Hippobosca equina). İsim
saydam sinek
(Oscinosoma frit): hububat tanelerine çok zararlı bir küçük sinek. İsim
meyve sineği
(Trypetidae Ceratitis/Anastrepha): larvaları meyvelere zarar veren birkaç çeşit haşerat. İsim

drosophila ile ayni anlama gelir. meyve kelebeği: larvaları meyve ile beslenen ve kendisi kalıtım
araştırmalarında kullanılan kelebek türü.
İsim
meyve sineği (Kaynak: Evrim Çalışkanları) İsim, Biyoloji
külrengi et sineği
(Sarcophaga carnaria): larvalarını hayvan ölüsü veya et üzerine bırakan sinek. İsim
cicada.
sığır sineği
(Hypoderma): sığırlara musallat olan bir tür sinek. İsim
Hess sineği
(Phytophaga destructor): sürfesi hububatı tahrip eden ufak siyahımsı bir sinek.
at sineği
(Tabanidae). İsim
tırtır sineği
(Ichneumonidae): sürfeleri tırtıl veya başka böceklerin larvaları ile beslenen zarkanatlı böcek. İsim
fener böceği
(Fulgoridae): tropik ülkelere özgü, başında fenere benzer çıkıntısı bulunan ve eskiden
ışık saçtığına inanılan parlak renkli iri bir böcek.
(a) (füze, silah vb.) atmak, fırlatmak.
to let fly a stone/an arrow: taş/ok atmak. (b) (heyecan
vb.) serbest bırakmak, birdenbire söylemek,
mec. basmak.
to let fly a curse: küfürü basmak.
sinek biti
(Hippoboscidae). İsim
kıyameti koparmak, büyük kavgaya sebep olmak, ortalığı birbirine katmak.
(a) gayretle/seve seve çalışmak. (b)
make the fur fly ile ayni anlama gelir. kıyametleri koparmak.
(a) kavga/karışıklık çıkarmak, kavgaya sebep olmak, ortalığı birbirne katmak, kıyameti koparmak.
When
the woman made an unpleasant remark about another woman's child, it really made the fur fly. (b) (işi) çabucak/bir çırpıda yapmak/bitirmek.
har vurup harman savurmak, su gibi para harcamak.
meyve sineği
(Ceratitis capitata): siyah-beyaz benekli, iki kanatlı, larvası olgun meyveleri mahveden bir tür sinek.
karıncayı bile incitmemek.
(a) uçuşta, uçuş esnasında, yere inmeden önce, (b) alelacele, çabucak, durmadan, aralıksız.
yere değmeden saha içinde yakalanabilen yüksekten atılmış top. İsim
(a) (balık) sun'î sineğe doğru sıçramak, (b) (insan) kendisini tahrik etmek için söylenen söze kanarak kızmak/öfkelenmek.
avcı sinek
(Promachus vertebratus): hızlı uçan, iki kanatlı bir tür sinek İsim
(beyzbol) takım arkadaşları ilerlesin diye topa yavaş vuruş.
akrep-sinek
(Panorpa): erkeğinin kuyruk kısmı akrep kuyruğu gibi kıvrık bir sinek türü.
(a)
cantharis ile ayni anlama gelir. İspanyol sineği
(Lytta vesicatoria), (b)
cantharides
ile ayni anlama gelir. İspanyol sineği tozu: deriyi tahriş edici, müdrir ve afrodiziyak olarak kullanılır.
arı-sinek
(Syrphidae) eşekarısına benzer bir tür sinek. İsim
hızlı sinek
(Tachinidae): lârvası tırtıllar ve böcekler üzerinde asalak yaşayan gri/siyah renkli iki kanatlı sinek. İsim
fly ile ayni anlama gelir. üst örtü: çadırın dış çatısını örten kumaş kapak.
deneme uçuşu yapmak Fiil

fly ile ayni anlama gelir. sinek
(Musca domestica).
common house fly: ev sineği.

stable fly: karasinek.
forest fly: atsineği
(Hippobosca equina).
fly swatter: sineklik, sinek raketi.
çeçe sineği
(Glossina morsitans, G. palpatis).: nagana ve uyku hastalıklarını aşılayan Afrika sineği. İsim
tsetse fly
drosophila İsim
sığırsineği
(Hypodermatidae).
suya daldırılan sun'î olta yemi. İsim
çıkmaz ayın son çarşambası Zarf
balık kavağa çıkınca Zarf
havalandırmak Fiil
meydan turu yapmak Fiil
görev uçuşu yapmak Fiil
bir şeyi takip etmek Fiil
rota çizmek Fiil
SOS göndermek Fiil
bir bayrak altında uçmak Fiil
yüksek atmak Fiil
nabız yoklamak, kamu oyunu yoklamak için uydurma haberler yaymak, halkı/başkalarını denemek. wind1
(26):
see which way the wind blows.
görev uçuşu yapmak Fiil
çıkış yapmak Fiil
balon uçurmak Fiil
(uçak) 300 metreden alçakta uçmak Fiil
(dedikodu) dolaşmak Fiil
(a) öteye beriye uç(uş)mak.
Dead leaves were flying about. (b) hızla iş görmek, koşuşmak.
çabuk tanınmak Fiil
rüzgâra karşı uçmak Fiil
sinek mantarı
(Armanita muscaria): sinekleri zehirleyen bir madde çıkaran bir tür mantar. İsim
parçalanmak, birdenbire kopup ayrılmak.
(US) telaş içinde oraya buraya koşup durmak Fiil
uçkun külü: duman, uçan gaz vb.'den elde edilen kül. İsim
uçucu kül İsim, Çevre ve Ekoloji
üzerine atılmak Fiil
gözü daha yükseklerde olmak.
düz rotada uçmak Fiil
birinin boğazına saldırmak Fiil
sesten hızlı uçmak Fiil
gözü çok yüksekte olmak Fiil
(üzerine) atılmak, (sözle/bedenen) saldırmak, hücum etmek, fırlamak.
fly at one's throat: birinin
boğazına sarılmak/öfke ile üstüne atılmak.
fly into passion/rage: kızmak, öfkelenmek, hiddete kapılmak.
fly into pieces: paramparça olmak.
The bottle flew into a thousand pieces.
uçup gitmek, kaçma.
geri uçmak, uçup geri gelmek, mümkün mertebe çabuk dönmek, geri fırlamak/tepmek.
rastgele uçmak Fiil
(beyzbol) savurma topu, vurularak havaya fırlatılan top.
fly ile ayni anlama gelir. İsim
kapış kapış gitmek Fiil
kör uçuş yapmak, yalnız aletleri kullanarak ilerisini görmeden uçmak.
hareketli palanga makarası, çengelli makara. İsim
(balıkçılıkta) sun'î sinek mahfazası (kitap şeklinde). İsim
üst güverte: kaptan köprüsünün üstünde kumanda teçhizatı ile donatılmış güverte. İsim
pusula yardımıyla uçmak Fiil
aletle uçmak Fiil
(US) dürüst olmayan yollardan kâr etmeye çalışan işletme
yapma sinekli olta ile balık avı. İsim
ticari hatlarda uçmak Fiil
bedava uçmak Fiil
(elbisede) ön yırtmaç. İsim
çalışma geçidi. İsim
(a) yüksekte uçmak, (b) çok ihtiraslı/hayalperest olmak, gözü yükseklerde olmak, (c) coşmak.
hayal peşinde koşmak, havalarda uçmak, büyük emeller beslemek.
uçarak gelmek Fiil
kuzey yönüne uçmak Fiil
bulunmaz Hint kumaşı
nadir şeyler
kelepir şeyler
uçak kullanmak Fiil
uçakla uçmak Fiil
kol nizamı uçmak Fiil
karşı gelmek, meydan okumak, aldırmamak, tanımamak, hiçe saymak.
fly in the face of custom/convention.

fly in the face of facts: gerçeklere aldırmamak, gerçekleri inkâra kalkışmak.
fly in the face of providence: kadere karşı mücadele etmek.
(yasaları/töreleri) hiçe saymak, tanımamak, meydan okumak, kafa tutmak, (söz vb.) dinlememek, itaatsizlik etmek, karşı gelmek.
…e aykırı olmak Fiil
keyfe keder veren şey, cansıkıcı/üzücü şey.
There's a fly in the ointment: Bir bit yeniği var.

He's a fly in the ointment: Mazarrat başı odur.
uçakla asker getirmek Fiil
birden kızmak Fiil
öfkelenmek Fiil
ifrit olmak Fiil
birden öfkelenmek Fiil
birden öfkelenmek Fiil
hiddetten tepinmek Fiil
hiddetlenmek Fiil
baş aşağı ters uçmak Fiil
(tiyatro) tavan çıkıntısı
sineklik, sinek ağı, sineklerin girmemesi için konulan ağ. İsim
direkt uçmak Fiil
direkt uçuş
uçup gitmek, çabucak gitmek, fırlamak, tüymek, (düğme vb.) kopmak.
konudan uzaklaşmak Fiil
handle (7).
çok kızmak, köpürmek, tepesi atmak, küplere binmek.
tarifesiz uçakla uçmak Fiil
devriye uçuşu yapmak Fiil
(beyzbolde vurduğu topu karşı oyuncu yakalayınca) oyundan çıkmak.
atılmak Fiil
birine saldırmak Fiil
bir memleket toprakları üzerinden uçmak Fiil
bir hava sahası üzerinden uçmak Fiil
sinek kâğıdı
önünden/üzerinden uçmak/geçmek.
(hisse sertifikası) beyaz ciro
acele baskı
olta kamışı. İsim
el ilânı. İsim
(kitap/katalog vb.'nin nasıl kullanılacağını gösteren) yönetmecik. İsim
mekik
(ilk olarak) tek başına uçmak Fiil
yalnız uçmak Fiil
sineklik, patpat, sinek raketi. İsim
Atlantik'in üzerinden uçakla geçmek Fiil
(uçak) radyo ile yöneltilerek uçmak.
(hapisten vb.) kaçmak, firar etmek.
sıvışmak, kaçmak, tüymek,
argo cızlamı çekmek.
memleketten kaçmak Fiil
bayrağı yarıya indirmek Fiil
raydan çıkmak Fiil
paramparça olmak, tuzla buz olmak.
silaha sarılmak Fiil
altgeçit
sinek kovan: sinek kovma yelpazesi. İsim
(a) uçurtma uçurmak, (b) deneme balonu uçurmak, (c) boşa (karavana) atmak, dedikodu çıkarmak, palavra atmak.
bayrak asmak.
iplik makinesi.
sıçratmak Fiil
çek arabanı! git kendi işine! çekil oradan! sen kendi işine bak!
(argo) Bas git ! Çek arabanı
(a) birine ağzına geleni söylemek, (b) birine tokat aşketmek, (c) (at) çifte atmak.
en ufak bir değişikliğe uğramadan olduğu gibi kalma