1. Sıfat şişman, şişko.
    a fat woman/baby.
    to get fat: şişmanlamak.
  2. Sıfat tombul, etli, besili, semiz.
    fat cattle. a fat chicken.
  3. Sıfat yağlı.
    fat meat.
  4. Sıfat özlü, verimli, halis.
    fat lime: halis kireç, kolay sönen kireç.
    Fat pine is rich in resin.
  5. Sıfat (boya) yağlı, boyası az, yağı çok.
  6. Sıfat verimli, bitek, mümbit, bereketli.
    a fat year for crops.
  7. Sıfat kazançlı, kârlı (mevki, iş).
    a fat job.
  8. Sıfat kazanç vadeden, kazanç olasılığı yüksek.
    He signed a fat contract.
  9. Sıfat zengin, gür.
    a gorgeous fat bass voice.
  10. Sıfat kalın, büyük, geniş.
    a fat volume of dictionary. a fat book. a fat sheaf of bills.
  11. Sıfat bol, mebzul, dolgun.
    a fat profit: bol kazanç.
    a fat salary: dolgun maaş.
  12. Sıfat aptal, salak.
    fat-witted: ahmak, budala.
  13. Sıfat (tıka basa) dolu.
    a fat refrigerator.
  14. Sıfat zengin, müreffeh.
    He grew fat on the war: Harpte zengin oldu.
  15. Sıfat şiş(miş).
    He got a fat lip from the fight.
  16. İsim yağ, iç yağı, hayvan yağı.
    Potatoes fried in deep fat. He can't eat fat.
  17. İsim katı halde bitkisel yağ.
    a packet of vegetable fat.
  18. İsim bir şeyin en iyi/zengin yeri.
    the fat of the land.
  19. İsim şişmanlık, semizlik.
  20. İsim aşırı bolluk, bereket, fazlalık.
  21. Fiil şişmanla(t)mak.
    kill the fatted calf: (uzun bir ayrılıktan dönen kimseyi) samimî karşılamak, ayağına kurban kesmek.
trans yağ İsim, Gıda ve Mutfak
trans yağ asidi İsim, Gıda ve Mutfak
trans doymamış yağ asidi İsim, Gıda ve Mutfak
hayvansal yağ
şişmanlatmak Fiil
çene çalmak, lâkırdı etmek.
We sat there drinking beer and chewing the fat until it was time to go home.
çene çalmak, gevezelik/sohbet etmek.
yemeklik yağ Gıda ve Mutfak
tanınmak Fiil
büyük servet bırakmak Fiil
(yiyeceklerin kızartıldığı) kızgın yağ. İsim
yağlanmak Fiil
tavlanmak Fiil
şişmanlamak Fiil
şişmek Fiil
şişmanlamak Fiil
ayıbalığı sürüsünün içinde.
The hunt began yesterday with all ships in the fat.
iç yağı: hayvanların (özellikle domuzların) karın boşluğunda böbreklerin etrafını saran yağ tabakası.
Domuz yağı
(lard) bundan yapılır.
İsim
tekli doymamış yağ İsim, Tıp
domuz yağı İsim, Gıda ve Mutfak
çoklu doymamış yağ İsim, Tıp
domuz yağı İsim, Gıda ve Mutfak
donyağı
doymuş yağ İsim, Tıp
doymamış yağ İsim, Tıp
duba gibi (argo)
küp gibi
zengin, siyasî partilere yardım eden zengin kişi. İsim
kodaman, nüfuzlu/yüksek mevki sahibi kimse. İsim
kendini beğenmiş/halinden memnun/uyuşuk kimse. İsim
yağ gözesi/hücresi. İsim
zengin şehir, zenginlik/refah vb. sağlayan yer/durum. İsim
ziftli kömür
zayıflama mesiresi: zenginlerin perhiz ve idmanla kilo kaybettikleri mesire yeri. İsim
yağsız süt İsim, Gıda ve Mutfak
aptal
kârlı iş
rahat iş
bereketli topraklar İsim
yağlı kireç
kolay sönen kireç
lüks hayat
şişko (argo)
büyük kâr
kalın cep kitabı
bol kâr
şişkin cüzdan
iyi ücret
dolgun maaş
bereketli toprak
ahmak
kıyamet kopmak üzere
çok zayıf ihtimal, olanaksızlık, imkânsızlık.
cüz'î, çok az, hiç.
tam yağlı süt İsim, Gıda ve Mutfak
birinin para sıyla zengin olmak Fiil
birinin parasıyla zengin olmak Fiil
yüksek geliri olmak Fiil
herşeyin en iyisine sahip olmak, sütün kaymağını yemek, tam bir refah içinde yaşamak.
her şeyin iyisi ile geçinmek Fiil
iş işten geçti, ateş bacayı sardı, (fena sonuçtan) kurtuluş ümidi yok.
fıçı gibi